Söz ve müziği Erhan Güleryüz’ e ait olan ve bazı başka şarkıcılar tarafından da seslendirilen ‘Beni Köyümün Yağmurlarında Yıkasınlar’ adlı şarkı bir dönem çok sevildi ve dillerden düşmedi. Köy hayatını bilen ve gurbete gitmek zorunda kalan bir çok insan köyünü özler, düşler ve binlerce yıldır olduğu gibi insanın doğanın bir parçası olduğunu adeta bize kanıtlar.
Köylerde sohbetin yeri özellikle akşam namazından sonra yatsıya kadar olan zamanda gidilen köy kahveleridir. Burada kimi oyun oynar, kimi sohbet eder, kimi ekranları izler. İçecek olarak çay, kahve, kakao, portakal aromalı sıcak içecekler başta olmak üzere belirli içecekler de bu zaman diliminde içilir. Hele köy kahvelerinde içilen o kakaoların tadına doyum olmaz. Kaynamış suyun konulduğu çay bardağına 2-3 çay kaşığı kadar kakao konulup iyice karıştırılır ve sıcak olarak tüketilir. Şimdilerde o kahvelerde eski muhabbetler de kakao da pek kalmadı, bir çok iyi şeyler gibi o da hayatımızdan çıktı gitti.
Kakao latince Theobroma cacao olarak adlandırılır. Bu ad tanrıların yemeği anlamına gelir. Kakao maddesi Güney Amerika, Batı Afrika ve Batı Hint Adaları gibi tropikal bölgelerde yetiştirilen ağacın meyvelerinden elde edilir. Avrupa’ya getirilmesi İspanyolların Güney Amerika’yı keşiflerinden sonra olmuş ve Avrupa halkları tarafından süt ile tüketilmeye başlanmış, çok sevilen bir içecek olmuştur. Zamanla kakao tozu ve kakao yağı temel alınarak çikolatalar geliştirilmiştir.
Kakao bir çok antioksidanı barındıran bir gıda maddesidir. İçerdiği flavanol adlı antioksidanlar ciddi oranda endotel koruyucusudur. Endotel denilen hücreler damarlarımızın içini koruyan ve haraplandıklarında damar sertliğinin başladığı, plâkların oluştuğu adeta koruyucu bir duvar tabakası gibi düşünülmelidir. Yapılan bir çalışmada günde 2 kez 852 miligram kakao flavanolü tüketen bireylerde tansiyonda düşmeler ve atardamar sertliğinde azalmalar tesbit edilmiştir. Atardamar sertliğindeki azalmanın damar endotelinde NO adlı maddenin artışına ve damarın kendisinin beslenmesinin artışına bağlı olduğu düşünülmektedir. Kakaodaki bu etkilerin şeker katılmamış hali ile tüketiminde yoğun olduğu bilinmelidir. Araştırma 2022 Yılı’nda İngiltere Surrey Üniversitesi, Medikal Bilimler Fakültesi’nde gerçekleştirilmiştir.
Kakao ve endotel hücre fonksiyonları üzerine etkilerin araştırıldığı bir diğer çalışma 2008 Yılı’nda gerçekleştirilmiştir. The American Journal of Clinical Nutrition adlı dergide yayınlanan bu çalışmada kakaonun şekerli ve şekersiz alınması arasında yarar açısından büyük farklılıklar vardır. Örneğin hem damar kan akımındaki düzelme, hem büyük hem de küçük tansiyondaki düşmeler şekersiz kakaoda alanlarda belirgin derecede daha iyi düzeyde bulunmuştur.
Daha önceki yazılarımda atardamarlarımızı tıkayan, felçlere, kalp krizlerine yol açan en önemli etkenin pıhtı olduğunu sizlere yazmıştım. Bu damarlarımızın içinde pıhtı oluşumuna en fazla neden olan maddenin de sigara dumanı içerisinde bulunan bazı maddeler olduğunu belirtmiştim. Kıymetli okurlarım. Şimdi yazacaklarım asla sigara içerek ve kakao kullanarak ben damarlarımı korurum anlamı taşımasın. 2003 Yılı’nda Christian Haiss ve Arkadaşları’nın yaptığı bir çalışmanın yayınlandığı makaleye göre sigara içenlerde dahi kakaodaki antioksidan maddelerin damar endotel hücrelerini tamir ettiği belirtilmektedir.
Köylerde halen doğanın tadını bulmak mümkün. Yıllarca köylerden kentlere akın edildi. Keşke köylümüz yerinde kalabilseydi. Bugün kahvehanesindeki kakao bile şifa ise kimbilir yarın köylerimdeki hangi yararlı besini bu köşede yazardık.

Flipboard