Çözümündeki kafa karışıklıkları nedeni ile bazı hallerden dolayı hayatımız acılar içerisinde geçiyor. Birçok ilaç kullanmak yerine o kadar basit birtakım yaşam değişikleri ile sağlığımızı kazanmamız mümkün ki..
Fonksiyonel tıp denilen ve giderek daha fazla taraftar bulan bu tıp anlayışına göre artık sivrisinekler ile uğraşmak yerine bataklığı kurutarak olayı kökten çözmek burada temel alınıyor. Örnek olarak önemli bir halk sağlığı problemini ve çözüm yollarını aşağıda sunuyorum.
Ortalama olarak bir erişkinin bağırsaklarında 100 trilyon mikroorganizma yaşıyor.
Bunların arasındaki denge % 80 iyi mikroorganizmalar, % 20 zararlı mikroorganizmalar şeklindedir. Bu oran birtakım besinler, içecekler, kullanılan ilaçlar sonucunda tersine dönebiliyor. Örneğin şeker ve şeker katkılı gıdaları alan çocuklarda diş çürüklerine rastlanılmaktadır. Peki aynı gıda bağırsaklarımızda neler yapabilir düşündünüz mü?
Katkılı gıda maddeleri, saflaştırılmış un ve undan yapılan mamuller, trans yağlar ve şeker bağırsaklarımızda yaşayan az sayıdaki zararlı mikroorganizmaları besliyor.
Bunlar güçlenip çoğaldıkça faydalı olanların sayısı azalıyor ve bir müddet sonra karın ağrısı, gaz, reflü, kabızlık veya sık aralıklarla ishal, kötü kokulu dışkı, kilo alma gibi şikâyetler ortaya çıkıyor. Daha sonra bu yakınmalara cilt, kas ve eklem yakınmaları da ekleniyor. Sık ve kontrolsüz antibiyotik kullanılması da faydalı mikroorganizmaları azaltıp zararlıların artışına neden olabiliyor.
Bağırsaklarımızda artış gösteren bu kötü mikroorganizmaların başında kandida dediğimiz mantarlar gelmekte. Kan şekeri diyeti yazarı Dr. Mark Hyman ABD’nin önemli hekimlerinden birisidir.
Clinton’ların sağlık danışmanlığını yapmıştır.
Vücudumuzda kandida hâkimiyeti gerçekleştiği zaman neler olabileceğini özetle şöyle açıklamaktadır: Kronik yorgunluk, düşük cinsel arzu, egzema ve benzer allerjik reaksiyonlar, ayak mantarları, ağız içi mantarları, gaz, şişkinlik, ishal ve kabızlık, idrar yollarında enfeksiyon, âdet düzensizlikleri, depresyon, aşırı sinirlilik, konsantrasyon bozuklukları.
İlginç bir not daha var. Kandida denilen bu mikroplar bağırsaklarda çoğaldıktan sonra sizi, kendisinin hoşlandığı besinleri daha fazla almaya programlıyor.
Tat alımını sağlayan hücrelerinizi, beyin kimyasallarınızı ve hormonlarınızı etkileyerek vücutta daha fazla çoğalıyor ve güçlendikçe sizi daha da hasta etmeye devam ediyor.
Dr.Carolyn Dean ve Dr. William Crook (mantar konusunda uzman hekimler) pek çok kadının sık rastlanılan bazı şikâyetlerinin altında mantarların yattığını ve maalesef bunu hastaların da hekimlerin de kolay bilemediklerini belirtmektedir. Kilo veremeyen kadınlarda da kandidaların rolü küçümsenmeyecek orandadır.
Gelelim tedaviye. Sayfalar dolusu yazmak gerekir ancak bu konularda araştıran ve hastalarına da önerilerde bulunan bir hekim olarak gönül rahatlığı ile tedaviye şöyle başlangıç yapın derim.
Her öğünde yiyebiliyorsanız çocuklarınız da dahil kendi kurduğunuz ev turşularından kullanın (hekiminiz tuz ile ilgili kısıtlama getirmiş ise tuzuna dikkat etmelisiniz). Mantara basmaz, tuzaklara düşmezsiniz.