Kıymetli okurlarım. Sık sık dile getirdiğim gibi obezite bir hastalıktır. Çünkü vücutta bir yağ fazlalığı vardır ve bu fazla yağ dokusu vücut tarafından tehlikeli görülerek buralara karşı savunma sistemimiz bir savaş açar. Bu bir kronik enflamasyondur. O halde aynı yüksek tansiyonda olduğu gibi, şeker hastalığında, Alzheimer’da, ülserlerde, depresyonda, kemik erimelerinde olduğu gibi obeziteyi de tedavi etmek zorundayız. Burada unutulmaması gereken ve yıllarca çoğu zaman yapılan yanlışı artık bir tarafa bırakmalıyız. Bu yanlış obeziteyi sadece kalori kısıtlayan diyetler ile tedavi etmeye çalışmamızdır.

Obezite büyük oranda beslenme hatalarından ve hareketsiz yaşam tarzından dolayı karşımıza çıkmaktadır. Bir de az bildiğimiz obezite nedenleri vardır ki sizlere bu yazımda bunları aktarmaya çalışacağım.

1-Sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymek: Özellikle boy kısalığını telafi etmek, modaya uyum sağlamak veya görünümün hoş durduğunun sanılması ve kabullenilmesi, ayak yapımıza hiç uymayan ve tamamen sağlıksız olan bu ayakkabıları giymemize yol açmıştır. Rivayetlere göre eski yıllarda dışkı dolu Fransa Sokakları’nda bunlara basmamak, kasapların ayaklarının yerdeki hayvan kanlarına bulaşmasını engellemek, ayakların at sürerken üzengi üzerine rahat oturmasını sağlamak, özellikle soylu ailelerin kısa boylu kızlarının daha uzun görünmelerini sağlamak amacı ile ilgili olarak yüksek topuklu ayakkabılar ilgi odağı olup kullanılmıştır.

Yüksek topuklar bir müddet sonra ortopedik kusurlara, bacak kaslarında güçsüzlüğe ve bunun sonucu olarak da egzersiz yapmaya karşı bir direnç oluşumuna neden olurlar. Bu nedenle kişi kronik bir şekilde obez olmaya başlar. Hiç olmazsa günümüzün bazılarınca vazgeçilmezi olan bu ayakkabıları mümkün olduğunca az ve kısa süre için giymek ve daha sonraki zamanlarda mutlaka ayağın fiziksel (etki eşittir tepki ilkesine göre) özelliklerine uygun ve aşil tendonunu mutlaka koruyacak bir ayakkabı ile yer değiştirmek gereklidir.

2-Steroid ve antidepresan ilaç kullananlarda tuz alımı: Tuz fazla oranda alındığında iştahı arttırır. Hele steroid ve bir çok antidepresan ilaç kullanımında bu etki daha da artar. Tuz denilince sadece yemeklere serptiğimiz anlaşılmasın. Hazır gıdalarda, konservelerde, işlenmiş gıdalarda da hatırı sayılır oranda sodyum bulunur. Bugün obezitenin çok yaygın olduğu ABD’de tuz alımının bir bölümü hazır gıdalardan gelenler iledir. Tam tersine potasyum açısından zengin gıdaları alarak bu olay bir miktar tersine döndürülebilir.

3-Yaş ilerledikçe: Özellikle 40’lı yaşlardan sonra ben aynı yemekleri yediğim halde kilo almaya başladım diyorsanız şunu unutmayın. Vücudumuzun ana kalori yakan motorları olan kaslarımızı her yıl en az % 1 oranında kaybediyoruz. Hele buna bir de zaman zaman kalori kısıtlayıcı diyetler eklersek vücudumuz kaslarından yiyor ve bu oran daha da artıyor. Bu nedenle özellikle bu yaşlardan sonra kaslarımızı daha zinde tutmak zorundayız. Özellikle dikkatli bir şekilde kadınların ağırlık çalışması (diğer aerobik etkinliklere ilaveten) çok önemlidir. Yaş arttıkça vücudumuzun yavaş yavaş bir insülin direnci geliştirmeye başlayacağını da her zaman hatırda tutmak gerekir.

4-Bazı ilaçlar: İnsülin ve benzerleri, bazı şeker hastalığı ilaçları, kortizol, bazı kalp ve yüksek tansiyon ilaçları, yaygın kullanıma sahip bazı antidepresan ilaçlar, anti psikotik bir çok ilaç, bazı epilepsi ilaçları, bazı antigripal ilaçlar ve hormonlar gibi geniş yelpazeye sahip ve sıklıkla kullandığımız ilaçlar kilo alımına neden olabilir. Şeker hastalığı ve kilo ile ilgili sorunlarınız varsa bu ilaçları kullanmaya başlamadan önce mutlaka hekiminiz ile görüşmelisiniz.

Kıymetli okurlarım. Mars’ta hayatı aradığımız bu yüzyılda sağdan soldan duyduğunuz ve bir çoğu umudunuzu, paranızı sizden koparmak için üretilip satılan ilaç adı altındaki maddeleri kullanmayın. Dar gününüzde hep yanına koştuğunuz meslektaşlarım burada da sizlere el uzatacaktır. Sağlıcakla kalın.