Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Ölümün habercisi

Günümüzde ölüm sebepleri arasında kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve buna bağlı olarak gelişen problemler ve de kanserler ilk sıralarda yer almaktadır. Oysa istatistikler gösteriyor ki bugün dünyamızın farklı bölgelerinde bu saydığım hastalıklara bağlı ölümler çok daha az görülüyor. Ola ki görülse bile çok ileri yaşlarda görülüyor.

100 yıl kadar önce günümüz insanlarının nerede ise % 70’ten fazlasının fazla kilolu ve obez olduğu ABD’de dahi kalp hastalıkları ve kanserler çok daha az görülmekte idi. Yine bu ülkede 19. Yüzyılın sonlarında ordudaki askerlerin beden kitle indeksleri 23.2’den azdı (normal kilolu hatta zayıf). 1990’larda ise vücut kitle indeksleri ortalamaları fazla kilolara ulaşmıştı. Bunlar ordu askerlerine ait ise varın sivilleri siz düşünün.

Karın bölgesinde yağların neden toplandığının kesin sebebini tıp halen bulmuş değil. Neden omuzda değil,  sırtta değil de karında? Pek çok şey söylenmesine rağmen gerçek olan bir şey var ki karın bölgesinde yağların toplanmaya başlaması, yani bel ölçüsünün artması ölümün habercisidir. Çünkü iç organların yağlanması vücudun genelinde  kuvvetli bir iltihaplanmayı başlatır. Ayrıca bu yağ kitlesinin kendisi de iltihaplanır. İç organlardaki bu yağ kitlesi incelendiğinde bol miktarda makrofaj dediğimiz iltihap hücresi içerdikleri görülür. İç organlardaki yağlardan kaynaklanan iltihabi parçacıklar doğrudan karaciğere ulaşırlar. Karaciğer ise buna karşılık hem iltihaplanır hem de birçok anormal protein yaparak vücuda verir. Yani vücut bir iç savaşa girer. Sonuçta yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, şeker hastalığı, bunamalar, romatizmal hastalıklar ve kanserler başta olmak üzere bazı hastalıkların temeli atılmış olur.

Karın içi yağlar da demek ki vücudun diğer organları (endokrin organlar) gibi bir takım hormon ve proteinlerin yapımını sağlamaktadır. Ama arada önemli bir fark vardır. Endokrin organlar oyunu kurallarına göre oynarlar. Yağlar ise belden aşağı vurur, kural tanımazlar. Kuralların bozulduğu yerde nelerin olabileceğini sizler en az benim kadar zaten bilirsiniz.

HER ŞEY HAKTAN AMA ZULMETMEK KULDAN

Çok eski bir şarkının sözleridir bunlar. Bizlere toprak verildi, güneş, hava ve bir ömür verildi. Toprağı da kirlettik, suyu da, havayı da. Dolayısıyla bunların sayesinde elde ettiğimiz gıdalarımızı da. Sonuçta bedenlerimiz de toprağımız gibi kirlendi. Pek çok hastalık türedi. En güzel çağlarımızda tekrar o kirlettiğimiz toprağımıza döndük.

Bizim bağırsaklarımızda çok sayıda probiyotik (hayat kaynağı) mikroorganizma yaşadığını ve bunlar olmadan asla sağlıklı bir ömür geçiremeyeceğimizi daha önce defalarca yazdım. Toprak da canlıdır. Her santimetrekaresinde milyonlarca canlı mikroorganizma yaşar. Bu canlılık sürdükçe toprak verimini sürdürür. Toprağın verimliliğini sürdürmek sadece hükümetlerin değil biz vatandaşların da sorumluluğundadır. Bu da çevremizi temiz tutmakla başlar. Geldiğimiz yeri kirletiyorsak nasıl birer canlı olduğumuzu kendimize sormalıyız. Soracak cesaretimiz ve yüreğimiz kaldıysa.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X