Kıymetli okurlarım…
Geçen haftaki yazımda bamya konusunu ele almıştım.
Bu hafta da güncel ve tarafsız bilim insanları tarafından yapılan veya derlenen çalışmaları sizlere aktarmaya çalışacağım.
1-ÇORAP İLE YATMAK SAĞLIKLI MIDIR:
Bu konuda çok değişik uzman görüşleri var. Yaz aylarında klimalı ortamda da olsanız, şort ve atletle de yatsanız ayağınızda sadece yatarken giydiğiniz, sıkmayan pamuklu çorapların çok kaliteli bir uykuya neden olduğunu söyleyen bilim insanları var. Bu çorapların ayak bileği altında yani kısa olması, pamuklu olması ve nefes alabilen dikişsi çoraplar olması önemli. Yapılan bir çalışma bu tip bir çorap ile yatağa girenlerin çıplak ayak ile yatanlardan ortalama 7.5 dakika daha erken uykuya daldıkları ve 32 dakika daha uzun uyuduklarını göstermiştir. Çorap giyme fikrine katılmayanlar veya çoraptan rahatsız onlar için de aynı araştırmacılar birkaç yol daha önermektedirler. Yatağa girmeden önce ayaklarınızı ısıtacak bir terlik giymek, ayaklarınızı yatmadan hemen önce sıcak su ile yıkamak veya yattığınızda sadece ayaklarınızı örtecek kalın bir örtü kullanmak.
2-GLUTEN VE SEDEF HASTALIĞI ARASINDA BİR İLİŞKİ VAR MI:
Gluten ile sedef hastalığı arasında bilimsel olarak kanıtlanmış çok net bir ilişki henüz kaydedilmemiştir (Ocak 2024 Tarihli bir makaleye göre). Ancak birçok gözlem gluteni kesen kişilerde sedef hastalığı şikâyetlerinde belirgin düzelmeler olduğunu göstermektedir. 2014 Yılı’nda yapılan bir çalışmada ise sedef hastalığı olan kişilerde gluten antikorlarının genel nüfusa göre daha fazla olduğu görülmüştür. Sedef hastalığı olan kişilerde Çölyak hastalığı daha yaygındır.
3-OBEZİTE AÇISINDAN NE DURUMDAYIZ:
Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite oranları artmış durumdadır. Obeziteyi doğuran birçok faktör olmasına rağmen boş kalorili gıdalara yönelme, beslenme bilincinin ehil ellerde topluma yeterince anlatılamaması, obezitenin ciddi bir hastalık olduğunun halen farkında olunmaması, hareketli yaşam tarzımızın öyle veya böyle ortadan kalkması ve de duygusal açlık obeziteyi körükleyen en önemli nedenlerdendir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesel Ofisi 2022 Yılı raporuna göre Türkiye obezite sıralamasında Avrup’da ilk sıradadır. Obezite artış hızı ve sayısı hem kadınlarda hem de belirgin bir şekilde yükselmektedir. Türkiye’de fazla kilolu ve obez olanların oranları %66.8 iken Avrupa ortalaması % 58.7 dir. Bizde erkeklerde oran % 64 iken Avrupa’da % 62.9 dur. Kadınlarda ise büyük bir değişiklik görülmektedir. Bizde kadınlarda oran %69.3 iken Avrupa’da %54.3 düzeyindedir. Yıllardır obezite konusunda çalışan, hasta bakan bir hekim olarak şunları belirtmek isterim.
Obeziteye asla bir görüntü bozukluğu olarak değil, bir hastalık olarak bakmak gerekir. Süratle obezitenin, beslenme bozukluklarının tıp fakültelerinde uzun dönemli bir ders olarak okutulması gerekmektedir. Hatta bu konuda ayrı bir uzmanlık alanı da açılmalıdır. Yetkisiz ve bilgisiz kimseler tarafından sosyal medyada, tv programlarında, çeşitli yayınlarda obeziteye hatalı yaklaşımlar ile kişilerin daha da büyük batağa saplandıkları uzun vadede net olarak ortaya çıkmaktadır. Uzmanlığını beslenme üzerine yapmış ve bu konuda dirsek çürütmüş beslenme uzmanlarına asla saygısızlık yapmak istemiyorum. Ancak obezite sadece boğazını tut ve 3-4 bin adım at ile tedavi edilebilecek bir durum değildir. Bunu bir hastalık olarak görmediğimiz sürece hem ülke ekonomimiz, hem de geleceğimiz tehlike altındadır. Ülkemin yöneticileri başta olmak Üniversiteler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve daha bir çok etkin kurum ve kuruluş bu tehlikeyi ciddiye almak zorundadır.
”İşten önce tedbir, pişmanlığa yer bırakmaz.” H.Ali.