90 dakika koşturun, kalenize girecek topun gol olmasını engelleyin, pek çok ara pası verin, çalım ve paslarla ceza sahanızdan rakip ceza sahasına kadar top koşturun, yıkıldığınızda hemen kalkıp oyuna devam edin, hakeme ve seyirciye saygılı olun vs. vs.hepsi nafile. 90 dakikanın birkaç saniyesi içinde bir gol atın, maçın kahramanı sizsiniz.
Yaşamda da böyledir. Elektriği bulun, yer çekimini bulun, kanser ile mücadelede aşamalar kaydedin, ömrünüzü bilimsel çalışmalara adayın, ebola ile mücadele ederken eboladan ölün, en ölümcül hastalığın tedavisini bulun, şeker hastaları için mucizeler yaratın yine de bir pop sanatçısının topladığı kalabalığı, hayran kitlesini oluşturamazsınız. Günümüzde tereyağını, yumurtayı, sağlıklı proteinler ile beslenmeyi, kolesterolün aslında en yararlı ve vazgeçilmez molekül olduğunu bizlere anlatan pek çok bilim insanı var. Geçen hafta yazdığım gibi ABD’de milyonlarca insana, çocukları şekerin esir aldığını ve ömürlerini böylelikle kararttığını söyleyen evrensel bilgi dağılımı yapan bilim insanları var. Bu gibi bilim insanları yanında yarım yamalak bilgileri ile, gözlemden yoksun, 1-2 saniye içinde gol atan santraforlar da var. Sayılarıda giderek artıyor. Kahraman oluyorlar. Yarım hoca dinden eder, yarım hekim de candan, çok dikkatli olmalıyız.
Ucuz mazot alırsınız, motora zarar verir. Ev yaparken demir ve çimentoyu gereği gibi kullanmazsınız ev çöker. Dikmek yerine teyellersiniz, paça sökülür. Çakma mal kullanırsınız 1 yerine 5 gider. Vücudumuz da böyledir. 5 milyon yıllık genetik yapınıza uygun olmayan çakma gıdaları alırsanız karşılığını da alırsınız. Eğer dağın başında yalnız yaşamıyor, medya olanaklarından kısıtlı değilseniz çevrenizde kanser, şeker, kalp hastalarının ne kadar fazla oranda arttığını gözlemliyorsunuzdur.
Beslenme şakaya gelmez. Vücut bilgisayar değil. Cep telefonu değil. Format atılan, fabrika ayarlarına döndürülen bir şey değil. Unutmayın, ağzınıza koyduğunuz her gıda vücudunuzun trafiğine çıkıyor. Sağlıklı ve doğal beslenmeye gayret edip, hareketli bir vücudu taşıyın. Aç kalmayın ama patlayana kadar da yemeyin. Öğün aralarındaki atıştırmaları terk edin, edin ki vücudunuz biriktirdiği faizlerinden (yağ dokunuzdan) harcasın. Spor salonuna gidemiyor, dışarıda yürüyemiyorsanız, 50 metrekarelik bir eviniz varsa burayı bile spor merkezi haline getirmek sizin elinizde. Kararlılığınızı harekete geçirdikten sonra inanın hiç de zor değil normal kiloya inmek.
Çevrenize bir bakın. Çarşıda, pazarda dolaşan ileri yaştaki insanlar içinde bir obez görürseniz arayın konuşalım, söylediklerimi geri alayım…