Düşman geldi tabur tabur dizildi, alnımıza kara yazı yazıldı, tüfek icat oldu mertlik bozuldu, eğri kılıç kında paslanmalıdır… Halk şairlerimiz içinde kavganın, yiğitliğin, aşkın ve özgürlüğün simgelerinden olan Köroğlu’nun dizeleridir bu sözler. Kılıçla olan kavgada güçlü olanın kazanması söz konusu iken, tüfeği eline alan herkesin bir kişiyi kolayca öldürebilmesi karşısında bunları yazmıştır.
Günümüzde hem dünyanın hem de ülkemizin en önemli sağlık sorunu kişilerin giderek vücutlarında yağ biriktirmesidir. Eğer vücutlarımızı benzinli bir motora benzetirsek, son 40-50 yıldır sürekli mazot ile bu motorları çalıştırmaya gayret ediyoruz ve sonuçlarını da görüyoruz. Üstelik pek çok medya organı, yaşam koçları, beslenme uzmanları bizlere besin piramitlerini ve yapılması gerekenleri anlatmasına rağmen obezite bırakın azalmayı veya durmayı, son sürat artıyor.
ABD’nin ünlü egzersiz ve beslenme uzmanlarından Craig Burris ve Texas Üniversitesi öğretim üyesi Geoffrey Grant, besin piramitlerinin tarafsız bilim ve tüketici sağlığından ziyade ekonomik çıkarlara dayanılarak geliştirildiğini söylemektedirler. Genellikle de bu piramitlerin ilk basamağında tahıl ürünleri büyük yüzdeyi oluşturmaktadır. Oysa bilim diyor ki, sistemli tarım 5-6 bin yıl kadar önce başlamıştır. İnsanoğlu ise ondan 4 milyon yıl öncesine kadar et, balık, sebze, kök sebze, meyve ve yemiş ağırlıklı olarak beslenmiş ve tahıllara tam olarak adapte olamamıştır.
Yine ünlü beslenme uzmanı Dr. Joseph Mercola, tezgâhlarda satılan tahıl kökenli gıdaların % 95 inden fazlasının aşırı derecede işlemden geçirildiğini ve böylelikle besleyici unsurlarının azaltılarak un ve şekerli kısımlarının arttığını belirtmektedir. Bu tür gıdalar ise kan şekerini aniden artırmakta, ardından insülin salınımını da artırmakta ve bu olay devam ettiği sürece insülin direnci, obezite ve buna bağlı pek çok kronik hastalık ortaya çıkmaktadır.
Dünyamızda halen geleneksel beslenme alışkanlıklarını bozmayan Eskimolar, Alp Dağları Köylüleri, Kafkas Halkları, Afrika, Uzak Asya’nın bazı toplulukları, ülkemizin bazı bölge insanları yukarıda sayılan kronik hastalıkları görmeden ömürlerini sürdürebilmektedir. Yani halen kılıç kullanmakta ve tüfeğe geçmemiş olarak.
1956’da Ünlü Biyokimyasal Bireysellik adlı kitabı yazan Prof.Dr Roger J.Williams pek çok inceleme ve araştırmanın ardından diyor ki, insan vücudunun en mükemmel hikmeti yemek hikmetidir. Modern bilimin açıkladığı ama daha neden yemek yediğimizi bilmeden, kalori, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral kavramları daha oluşmadan, vücut yağını ölçen cihazlar bulunmadan çok daha önce hayret edilecek şekilde daha iyi ve doğru oranlarda yemek yiyor ve hastalanmıyorduk. Yalan mı?
Kıymetli okurlarım, çok iyi düşünmek gerekiyor. 2500 yıl önce bir hekim yedikleriniz sizin ilacınızdır (Hipokrat) diyor ve biz halen bu ilacı kullanmamakta ısrar ediyoruz. Eğri kılıcı kınında paslandırın hasta olmayın. Saygılarımla…