“Gülmek en iyi ilaçtır” sözü kulağa klişe gibi gelebilir. Oysa modern bilim, bu sözün sandığımızdan çok daha gerçek olduğunu söylüyor. Kahkaha sadece ruhumuzu hafifletmekle kalmıyor, hücrelerimizin genç kalmasına da yardımcı oluyor.
Loma Linda Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, kahkaha sırasında stres hormonu kortizolün düştüğünü, bağışıklık hücrelerinin daha aktif hale geldiğini gösteriyor. Yani kahkaha, kronik stresin vücudu hızla yaşlandıran etkisini tersine çevirebiliyor. Amerikan Kalp Derneği’nin verileri ise gülmenin damarları genişlettiğini, kan akışını hızlandırdığını ortaya koyuyor. Bu etki, kalp-damar sağlığına adeta doğal bir egzersiz katkısı yapıyor.
Kahkaha aynı zamanda beynin kimyasını da değiştiriyor. Endorfin salgısı artıyor, bu da yalnızca moral yükseltmekle kalmıyor, ağrı eşiğini de yükseltiyor. EEG kayıtlarında, kahkahanın beyin dalgalarını meditatif bir hale yaklaştırdığı tespit edilmiş durumda. Kısacası gülmek, zihinsel bir resetleme etkisi de yaratıyor.
Unutmamak gerekir ki kahkaha çoğu zaman yalnız yaşanmaz, paylaşılır. Arkadaşlarla edilen keyifli bir sohbet, aile içinde kahkahalarla geçen bir akşam, yalnızlığın biyolojik izlerini de siliyor. Sosyal kahkaha, yalnızca bireysel değil, topluluk sağlığı için de güçlü bir ilaçtır.
Gülmek için özel bir neden aramaya gerek yok. Günlük hayatınıza mizahı katın, küçük şeylere gülmeyi alışkanlık haline getirin. Bir komedi dizisi, kısa bir fıkra, ya da sadece dostlarla edilen eğlenceli bir sohbet… Kahkahanın sağlık üzerindeki etkisi pahalı tedavilerden çok daha güçlü olabilir.
Bir kahkaha, bin hücreye gençlik
Belki de hücrelerimizi genç tutmak için ihtiyaç duyduğumuz şey mucize ilaçlar değil, sadece içten bir gülüştür.

Flipboard