Sabah gözümüzü açtığımızda ilk yaptığımız şey telefon ekranına bakmak… Gün içinde saatlerce bilgisayar karşısında kalmak… Akşamları da televizyon, tablet, sosyal medya derken beyin hiç durmadan uyarılmaya devam ediyor. Peki bu sürekli “bağlı” kalma hali beynimizi nasıl etkiliyor?
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki ekran bağımlılığı, sadece dikkat dağınıklığına değil; beyinsel yaşlanmanın da hızlanmasına neden olabiliyor.
Dijital tükenmişlik nedir?
Washington Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, günde 6 saatten fazla ekran süresine sahip bireylerde, prefrontal korteks (karar alma, dikkat, planlama gibi işlevleri yöneten beyin bölgesi) aktivitesinin belirgin şekilde azaldığı görüldü.
Uzun süreli ekran kullanımı, beyni sürekli uyararak “dijital yorgunluk” yaratıyor. Bu durum kronik stres, uyku bozukluğu, hafıza problemleri ve zihinsel esnekliğin azalması gibi sonuçlara yol açabiliyor.
Genç bir beyin için dijital molalar
Stanford Üniversitesi’nde yürütülen başka bir çalışmada, haftada 2 gün ekran süresini sınırlandıran bireylerin beyinlerinde, bilişsel işlevlerin iyileştiği, stres seviyelerinin azaldığı ve hatta beyin taramalarında daha genç bir yapı gözlemlendi.
Bu nedenle dijital detoks, yalnızca ruhsal değil; nörolojik bir yenilenme aracı olarak da görülüyor.
Ne yapmalı?
- Günde en az 1-2 saatlik “ekransız” zaman dilimleri yaratın.
- Sabah uyanır uyanmaz telefona bakmak yerine meditasyon veya kısa yürüyüş yapın.
- Haftada 1 gün sosyal medya orucu uygulayın.
- Ekran süresi uygulamalarıyla kontrol sağlayın.
- Kitap okumayı, el yazısıyla not almayı veya yüz yüze sohbeti yeniden alışkanlık haline getirin.
Bazen beynimizi yenilemek için teknolojiden değil, doğadan, sessizlikten ve gerçek ilişkilerden yardım almak gerekir. Unutmayın, bağlantıyı kesmek, aslında kendinize yeniden bağlanmaktır.

Flipboard