Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Cari açığın verdiği mesajlar

Yıllar yılı başa bela olan cari açık artık başını eğmiş durumda.

Türkiye’nin kazandığı ile harcadığı döviz arasındaki fark azalıyor.

Bu önemli bir gelişme şüphesiz ki.

Çünkü döviz ihtiyacının azalması nispi bir avantaj niteliğinde!

Özellikle de dış borçlanma maliyetlerinin ve tasarruf amaçlı döviz talebinin yükseldiği bugünlerde yüksek cari açık kaldıracak durumda değiliz.

Dolayısıyla azalan cari açık trendini teyit eden mart verilerinin pozitif bir anlamı olduğu söylenebilir.

Ancak düşük seyreden cari açığın nedenleri ekonomi adına negatif bir manzaranın da işareti konumunda!

Nasıl mı?

Mart ayında cari denge 589 milyon dolar açık verdi.

Beklentilerse bir milyar dolar civarı bir açık oluşması yönündeydi.

Neticede yıllık bazda 12,8 milyar dolara gerileyen bir cari açığımız mevcut.

Aslında bir cari fazlamız bile var diyebiliriz!

Çünkü altın ve enerjiyi hariç tuttuğumuzda karşımıza 12 aylık dönemde 32 milyar dolarlık fazla çıkıyor.

Ve çekirdek gösterge niteliğindeki altın ve enerji harici cari denge rakamı ekonominin gidişatına dair net bir fikir vermekte.

Yani ekonomi yavaşlıyor.

Hatta öngörülerden fazla bir yavaşlamanın işaretleri cari açıkla karşımıza çıkıyor!

Önceki aya göre yıllık açığın 4,1 milyar dolar azalmasının temel nedeni çekirdek fazladaki artış.  

Yani ithalatın sert fren yapması tüketim ve üretim kalemlerindeki faaliyet azalmasından kaynaklanıyor.

Kısacası ekonominin temel dinamiklerinde yavaşlama var.

 

Rezervler eriyor

 

Marta ait cari açığın bir başka önemli yönü ise finansmandaki atmosferin uyarı sinyalleri vermesiydi.

Öncelikle 0,6 milyar dolarlık bir kayıtlı sermaye çıkışı dikkat çekiyor.

Bunun temel nedeni ise bankaların yurtdışında tuttukları döviz mevduatlarını 4,3 milyar dolar arttırmalarıydı!

Kayıtlı sermaye çıkışının yine de nispeten makul sınırlar içinde kalmasıysa bir milyar dolarlık doğrudan yatırımın ve portföy kaynaklı 1,4 milyar dolarlık girişin gerçekleşmesiydi.

Portföy desteğinin ana kaynağı ise bankaların ve şirketlerin tahvil piyasasında borçlanmasıydı.

Bu arada kredi tarafında bankaların 0,7 milyar dolarlık ödemesine karşılık şirketler 0,8 milyar dolar borçlanınca nispi bir denge kurulmuş oldu 

Asıl hareketse kaynağı belirsiz parada gözlendi! 

Teknik ifadeyle net hata noksan kaleminde martta 4,3 milyar dolarlık çıkış oldu.

Finansman tarafındaki bozulmanın faturası ise Merkez Bankası rezervlerine yansımış durumda.

Martta resmi rezervler 5,7 milyar dolar azaldı.

Kısacası para Türkiye’den kaçıyor.

           

Milli gelirin yüzde 2’si

 

Cari açığın yılın kalanındaki seyrine gelince.

Ekonomideki yavaşlama cari açıktaki daralmanın ikinci çeyrekte de sürmesini sağlayacak.

Yılın ikinci yarısında ise baz etkisiyle başlayacak büyüme oranında açığın artışa geçmesi beklentiler dahilinde.

Dolayısıyla cari açık tutarının yıl sonunda 13 milyar dolar civarı bir gerçekleşmeye sahne olması mümkün görünüyor!

Yani milli gelirin yaklaşık yüzde 2’si kadar bir cari açıkla yılı kapatabiliriz.

Çok normal gibi görünen bu oran ne yazık ki ekonominin durma noktasına geldiği bir dönemde karşımıza çıkacak.

Sözün özü; büyüyen ekonomide düşük cari açıklar vermeyi başarmalıyız.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X