Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Dolar ve faizde mevsim değişimi

Döviz ve faizde mevsim normallerini zorlayan bir hava var.

Daha doğrusu artık mevsim değişimi geldi çattı.

Çünkü…

İçte ve dıştaki çeşitli faktörler nedeniyle…

Dövizde teknik üst seviyeyi yukarı yönlü zorlayan unsurlar giderek çoğalıyor.

Buna mukabil dövizi çıkışa iten başlıca faktörlerden faizde ise kaçınılmaz bir iniş yolu göründü.

Aslında ekonomik manzara faizlerde büyük inişlerin negatif yansımaları olacağını da gösteriyor!

Ama, artan siyasi baskı… Hatta Merkez Bankası ve ekonomi yönetimine dönük istifa iddiaları da gösteriyor ki…

Türkiye’de faizler daha keskin biçimde düşecek.

Ya da en azından piyasalar bu beklentiye göre fiyatlama yapmak zorunda bırakılmış durumda.

Dolayısıyla siyasi tercihin… Belli bir periyot için taşıdığı bazı iktisadi risklere rağmen…

‘Yüksek döviz kuru-düşük faiz’ ikilisinden yana oluştuğunu söylemek mümkün!

Hangi riskler?

Hızlı bir faiz indirimi kısa ve orta vadede; döviz borcu yüksek seyredenler açısından ecel terlerini döktürebilecek…

Ve aynı zamanda enflasyonu tekrar çift hanelere taşıyabilecek riskler barındırıyor.

Çünkü enflasyon ve cari açık cephesindeki rahatlığımız azalma sürecine giriyor!

Petrolden gelen sinyalleri de dikkate aldığımızda…

Yüksek döviz kuru enflasyon ve borçluluk üzerinden sıkıntı yaratmaya aday.

Merkez’in indirim için aceleci davranmamasının altında bu temel gerekçeler yatıyor!

Ve bu gerekçeler kadar Başçı ve ekibini endişelendiren bir durum da…

Amerika’nın faiz artışına hazırlanması.

Her ne kadar Amerikan Merkez Bankası Fed’in Başkanı Janet Yellen’ın hafta içinde yaptığı açıklamalar endişeleri azaltmış gibi görünse de…

Artık parasal sıkılaştırmanın yakınlaştığını işaret eden satırarası mesajları daha net görmek de mümkündü bence!

Doları küresel anlamda güçlendirmeye devam edecek bu süreç, içte yeni faiz indirimleriyle kesiştiğindeyse…

Sonuç doları yeni rekorlara taşımakla kalmaz.

Şu anki teknik üst sınırı olan 2,70 TL’nin üzerine de taşıyabilir!

 

Yeni büyüme reçetesi

 

Ancak, siyasi söylemlerden çıkarılabilecek sonuç…

Yavaşalayan büyümenin, her ne pahasına olursa olsun yeniden hızlandırılmasının öncelikli tercih haline geldiğidir.

Bu tercihin iktisadi reçetesi olarak benimsenen…

‘Yüksek kur ihracat yoluyla yarar sağlarken… Düşük faiz de tüketim ve yatırımı teşvik ederek…

Hem iç hem de dış piyasa üzerinden büyüme ve istihdamı yükseltecek’ formulünün…

Nasıl bir sonuç vereceği ise…

İçteki gelişmeler kadar küresel gidişata da sıkı sıkaya bağlı!

MB’ler hedef tahtasında

 

Merkez’in başında olmak, başa bela hallere de yol açabiliyor bugünlerde!

Erdem Başçı’nın son dönemlerdeki ‘ağzıyla kuş tutma’ çabasına karşın…

Siyasilerin ‘bağımlılık’ suçlamalarının hedefi olmaktan kurtulamadığı malüm.

Ama bu iş sadece Türkiye’ye özgü değil!

Aynı tonda olmasa da merkez bankalarının uygulamalarına dönük eleştiriler ve bağımsızlık tartışmaları...

Özellikle işlerin iyi gitmediği dönemlerde birçok ülkede gözlemlenen durumlar arasında.

En taze örnek, üstelik işlerin diğer pekçok ülkeye nazaran çok daha iyi gittiği… Ve para otoritesinin de bağımsızlığıyla meşhur olduğu ABD’de yaşandı.

Amerikan Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen da siyasilerin hedef tahtasındayı iki gün boyunca!

Yellen, Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi Parti’nin sert suçlamalarına maruz kaldı.

Cumhuriyetçiler, Fed’i Demokratik Parti’nin siyasi hedeflerine…

Amerikan ekonomisinin genel çıkarlarından daha fazla bir öncelik vermekle suçladı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X