Şanslı günlerdeyiz!
ABD ve Avrupa merkez bankalarının para musluklarını kısma niyeti henüz yok.
Bu sayede gelişmekte olan piyasalar için risk oluşturmadıkları gibi pozitif ayrışma olanağı da tanımaktalar.
Türkiye’deki manzaranın ters görünüyor olması dünyadaki genel havadan nasibini alamamasından kaynaklanıyor!
Ama bir de “Amerika ve Avrupa parasal sıkılaştırmaya gitseydi halimiz ne olurdu” diye insan düşünmeden edemiyor.
Doların 5,82 TL’yi görüp 2019 için yeni zirve arayışlarına girmesi elbette ki endişeleri artırmış durumda.
Haliyle ‘kur nereye gider’ sorusu sıkça sorulmaya başlandı!
Dolarize bir toplum olarak güvence arayışlarının kur bazında alevlenmesi boşuna değil.
Olasılıkları analiz ederken kısa ve uzun vadeye yayarak değerlendirme yapmakta fayda var.
Çünkü çok değişken bir atmosferdeyiz.
Öncelikle dünyada dolar düşerken TL’nin niye negatif ayrıştığına bakalım.
İstanbul seçim sonuçlarına ilişkin belirsizlik yabancı yatırımcı tarafından ana nedenler arasında gösteriliyor!
Kimin belediye başkanlığını kazandığı resmen ilan edilmiş değil.
Ve asıl belirsizlik faktörü olarak seçimin yenilenmesi ihtimali fiyatlanmaya başlandı.
Diğer taraftan Amerika ile gerginleşen ilişkiler bir başka risk unsuru olarak adım adım fiyatlama kapsamına giriyor artık!
Washington yönetimi Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze sistemini alması durumunda yaptırım uygulayacağını giderek daha yüksek sesle dillendiriyor.
Bir yanda yaptırım hazırlıklarına dair sinyaller, diğer tarafta tehdit boyutuna ulaşan açıklamalar uzunca sürecek bir gerilim filminin ilk sahneleri niteliğinde.
Bu atmosferde Merkez Bankası’nın döviz rezervlerindeki düşüş de bir başka baskı unsuru olarak bu hafta piyasaları gerdi.
Merakla beklenen yeni reform programı ise alt başlıklardaki boşluklar ve uzun bir vadeye yayılma ihtimali nedeniyle yabancı yatırımcıların dikkatini fazlaca çekemedi!
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s tarafından dün yapılan açıklamada “TL varlıklara ve tahsili gecikmiş alacaklara dair belirsizlik yüksek” diyerek atıfta bulunduğu reformun finansal yönü piyasalardaki kafa karışıklığının bir başka nedeni konumunda.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın Washington’da yabancı yatırımcılarla biraraya geldiği toplantılara dair de henüz iyimser bir haberin gelmemesi sermaye girişleri konusunda soru işaretleri oluşturmakta.
İstanbul ve S-400 kilit konular
Neticeyse Türkiye’nin uzun vadeli tahvillerinde sert düşüş ve beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyetini gösteren CDS’lerde yüzde 6’yı aşan günlük artış sonrası negatif ayrışma olarak karşımıza çıkıyor!
TL’nin değer kazanmasını sağlayacak bir gelişme olmadığı sürece dolarda yukarı yönlü baskı sürecektir.
ABD ile ilişkiler anahtar konumunda.
Pozitif gelişmeler kuru rahatlatırken gerilimin artması 2019’un yeni rekorlarını karşımıza getirebilir.
Ve S-400’ler piyasaları en az 3 ay daha baskı altında tutabilir!
Keza İstanbul için yeni bir seçim tarihinin açıklanması da kısa vadede negatif etki yapacaktır.
Ekonomik programın bir an önce detaylarına kavuşmasıysa bir avantaj sağlayabilir Türkiye’ye.
Küresel piyasalardaki pozitif havanın kalıcılığı da Türkiye adına olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.