Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Döviz kendi haline bırakılmalı mı?

Yılsonu yaklaşırken ekonomik karne de netleşmeye başladı.

Öncü veriler diyor ki; “Pek de başarılı bir yıl görüntüsü vermeyen karne notları gelecek”!

Büyüme yüzde 3,3’lük hedefin uzağında.

Enflasyon yüzde 9’da tutunmaya çalışıyor!

İşsizlik yüzde 11’e yaklaştı.

İhracat hedeften uzaklaşırken ithalatın fren yapması ve ucuzlayan petrol sayesinde cari açıkta son yılların en iyi performansıyla karşılaşıyoruz.

Ancak, adım adım yaklaşan ve umutların bağlandığı 2015’i zor sokacak piyasa hareketleri manzarayı bulanıklaştırmış durumda!

Mesela 2014’ün ocak ayına 2,39 TL ile damgasını vuran dolar…

Dalgalanmaların ardından yılı yine rekor seviyede tamamlama aşamasına geldi.

Neticede tarihi zirverlerini gördüğümüz dolar ve Euro’da yaşadığımız belirsizliğin reel ekonomiyi baskı altına aldığı bir döneme girmiş durumdayız.

Peki çok ani harektlerle kafaları karıştıran döviz kurları kendi haline bırakılmalı mı?

Ekonomi Bakan Nihat Zeybekci, kurların piyasa koşullarında belirlenmesi gerektiği meajını verdi.

“Kur piyasada kendi dengesini bulacaktır, dokunmamak lazım”!

Bu bakış teorik olarak doğru olsa da; mevcut koşullarda böyle bir lüksümüzün olmadığı açık.

Bir bakın Rusya nasıl müdahale üstüne müdahale yaparak rubleyi ayakta tutmaya çalışıyor.

Bizde de TL’yi dalgalanmalara karşı korumak için küçük müdahaleler var.

Ama dolaylı ve cılız kalan bu adımların anlık etkileri istikarar getirmekten uzak!

Oysa TL’nin dibe sürüklenişi; döviz borcu ve maliyetler üzerinden ekonomimiz üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor!

Mesela…

Bir milyon dolar döviz borcu olan bir firma, sadece iki günde 100 bin TL zarar yazdı demktir.

Daha basit bakıp; örneği 10 bin dolar borcu olan bir vatandaşa indirgersek netice bin liralık yük olarak karşımıza çıkıyor!

Dövizdeki hızlı artışın ekonomi üzerinde yarattığı baskı sadece borç yüküyle sınırlı kalmıyor elbet…

Üretim için zorunlu ithal girdilerin zamlanması da ekonominin önündeki bir engel haline gelmiş durumda!

Çünkü…

Bu tablo yatırımlar ve tüketim yoluyla büyümeye darbe vurmakla kalmıyor…

Dizgilenemeyen enflasyonu düşürme umudunu yükselen dövizle bir başka bahara bırkamak durrmunda kalabiliriz.

Öyle ki; dolardaki artış dünyada ucuzlayan petrolden nasiplenmemizi bile engelleyecek durumda artık!

Dolayısıyla Bakan Zeybeci’nin döviz konusundaki sözleri ‘MB’ye müdahale edilmiyor’ mesajını verme ihtiyacı yanında… İhracat cephesinden bir bakışı içermekte.

 

İhracatçının kur beklentisi

 

Ancak, ihracatçı açısından ilk bakışta yüksek kur faydalı gibi gözükse de… Detay analizde istikrasız kur hareketlerinin yarattığı belirsizlik neticesi oluşan tansiyonun firma bünyelerinde yaratabileceği tahribatı görmek zor değil!

Keza zorunlu ithal girdilerin ihracatçının rekabet gücünü törpüleyecek biçimde zamlanması da hızlı kur artışlarının bir başka negatif etkisi konumuda.

Peki bu atmosferde ihracatçılar ne bekliyor?

Bu soruyu yönelttiğim Uludağ İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Orhan Sabuncu, önceliğin istikrarlı kur hareketlerinde olması gerektiğine dikkat çekti.

“Dövizeki dalgalanmalar tüm ekonomiyi etkilediği gibi… İhracatçının önünü görememesi nedeniyle sağlıklı bir tablo oluşturmuyor”.

Maliyet baskısına da vurgu yapan Sabuncu, yüksek kurun ihracatçının yararına olabilmesi içinse ani hareketlerin yaşanmaması gerektiğini söyledi.

“İstikrar şart. Döviz kademeli ve az oynak bir seyirle yükselirse; ihracatçı, kur çıkışlarından ancak o zaman sağlıklı biçimde faydalanabilir”.

Kur istikrarı konusunda MB’nin gerekeni yapacağını umduğunu belirten UİB Başkanı Sabuncu’ya göre…

İhracatçı açısıdan kısa vadede ve az dalgalanmayla dolarda 2,30 TL, Euro’da ise 2,95 TL civarı istikrarlı bir hareketin yakalanması yararlı olacaktır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X