Gençlik bir ekonominin en büyük sermayesidir.

Hem üretime, hem de tüketime dönük kapasiteleriyle…

Ve enerjik, girişimci, istekli ruh halleriyle…

Gençler, mevcut ekonomik tablounun etkin birer neferi olmalarının ötesinde…

Geleceğin de mimarları olarak en önemli hammaddemizi oluşturmakta.

Yani Atatürk, Cumhuriyet’i gençliğe emanet ederken…

Siyasi ve sosyal koruyuculuk kadar…

Gerçek bağımsızlığın iktisadi gelişmeyle sağlanabileceğinden hareketle…

Genç nesillerin rolüne dikkat çekmesi boşuna değil!

Dünyanın ekonomik tarihine göz attığımızda özellikle endüstri devrimiyle birlikte…

Giderek artan oranda gençlerin ekonomik aktör olduklarını görüyoruz.

Günümüz kriterlerinde bir ülkenin genç nüfus oranı… O ülkenin ekonomik büyüme açısından gelecek vaat edip etmediğine dönük önemli gösterler arasında sayılmakta!

Çünkü iç pazar büyümesinin motor gücünü gençler oluşturuyor.

Keza, ihraç pazarlarının büyümesi de… Ağırlıklı olarak üretici ve yaratıcı genç beyinlerin dünyada at koşturmasına bağlı.

Ancak, en büyük sermaye olan genç nüfusa iyi bir eğitim ve yeterince iş olağanı yaratılamadığında…

Gençler ekonominin en hayati sorunlarından biri haline gelebiliyor!

En verimli çağlarında üretme ve tüketme fırsatının sınırlı kalması…

En büyük potansiyel olan gençlerle birlikte ülkenin gelişmesini de frenlemekte.

Kalifiye eleman sorununu çözmüş…Akademik alanda yeterli araştırmacı yetiştirebilen…

Girişim arzusundaki gençlere yatırım olanaklarını en geniş fırsatlarla sunabilen ülkeleri…

Ekonomik olarak durdurmak mümkün değildir!

İşte bu nedenle dünyanın en büyük on ekonominden bir olma gayretindeki Türkiye‘nin en büyük ödevlerinden biri…

Gençliğe kalite katıp ivme kazandıracak yatırımalara ağırlık vermektir.

Yoksa bırakın on büyükler arasına girmeyi!

Mevcut durumu bile koruyamayıp…

Yabancılarla rekabet edemeyen… Ve onların ekonomik boyunduruğuna giren bir ülke olur çıkarız!

 

Acil öncelikler

 

Üstelik mevcut tablonun gençler açısından çok da iyimser olduğunu söylemek zor.

Yüzde 20’ye çakılıp kalan bir genç işsiz kitlesi sözkonusu!

Yani iş arayan her beş gençten biri işsiz.

Daha vahimi üniversiteli işsiz sayısının azımsanmayacak boyutta olması.

Yani artan genç nüfusa iş üretmekte yetersiz kaldığımız gibi…

Verilen eğitimin yeterliliği de ciddi bir soru işareti!

Keza mesleki teknik eğitimin de boyut değiştirip küresel standartlara kavuşması şart görünüyor.

Bunun yanında elbette çok düşük seyreden genç girişimci oranını yükseltmek için de kolların biran önce sıvanması şart.

Finansal okur yazarlığın hakkını vermek de olmazsa olmazlar arasında!

Neticede, iktidarıyla muhalefetiyle, STK’ları ve üniversiteleriyle…

Toplumun her katmanına görev düşmekte.