Sebze ve meyve fiyatlarına müdahale edilecek.
Hazırlıklar hızlı biçimde sürüyor!
Ve müdahalenin ayrıntıları da yavaş yavaş belli olmaya başladı.
Peki liberal ekonomide piyasaya bu kadar müdahaleci olmak gerekiyor mu?
Son TÜİK verileri gıda tarafında ciddi problemlerimiz olduğunu net biçimde gösterdi.
Aylık bazda gıda grubu ocak ayında yüzde 6,5 gibi yüksek oranda fiyat artışlarına sahne oldu.
Yıllık bazda ise yüzde 31 seviyesinde bir gıda TÜFE artışı söz konusu!
Yani mutfakları ve cüzdanları yakan bir manzara var gıdada.
En yüksek ateşse sebze ve meyve fiyatlarında kaydedildi.
Biber örneğinde görüldüğü üzere yüzde 80’i aşan zamlar söz konusu.
Aslında birçok gıda ürününde yüksek zam oranları görüldü son bir yıl boyunca.
Ama sebze meyvede hayli sürprizli rakamlarla karşılaşmaktayız!
Tarladan sofraya uzanan zincirde fiyatlar uçabilmekte.
Antalya’yı zaman zaman uçuran fırtınalarsa üstüne tuz biber ekmekte.
Ve netice sadece mutfak faturasının aşırı kabarması değil aslında!
Yüksek gıda fiyatları genel enflasyonu da yüksek tutarak faizlerin düşmesini engelliyor.
Yani ikincil bir yük hem makro ekonominin hem de vatandaşın sırtına gıda üzerinden binmekte.
Kısacası bu ciddi soruna ciddi bir çözüm gerekiyor.
Peki vurulacak neşter, yapılacak ameliyat sorunu ne oranda çözer?
Kısa vadede rahatlamayı sağlayacak bazı yollar var.
Nitekim devlet de kolları sıvadı. Denetimler hız kazanıyor mesela.
Asıl somut adımsa bir zamanların moda müdahale aracı olan tanzim satış yöntemi!
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak dünkü açıklamasında adım adım sahne alacak diğer önlemlerin sinyalini de verdi.
“Belediyelerimizle birlikte, çok uygun fiyatla ürünlerin satışının planlarını yapıyoruz. Tarlada 2 liralık domates, şehre geliyor 8 lira. Öyle bir şey var mı?
Orta ve uzun vadede sadece hal yasası değil yasal düzenlemeler de olmak üzere adım atacağız. Tarladan sofraya fiyatları düzenleyeceğiz.”
Önemli düğüm noktalarından bir olan seracılığa yönelik de yeni destek paketi yolda.
“Seracılıkta yeni bir döneme gireceğiz. Haftaya, Ziraat Bankası paket çıkaracak.
Verimli yatırımlar noktasında. Serada kamu olarak stratejik yatırımlar geliyor.
Önümüzdeki kış bunu göreceğiz, seralar da komisyoncular da kafasına göre iş yapamayacak.”
Aracılar konusunda da gayret söz konusu.
Destek ve üretim stratejisi önemli
Bütün bu çabanın sağlıklı ve kalıcı sonuç vermesiyse uzun ince bir yoldaki ilerlemenin başarısına bağlı!
Çünkü bu tedbirler sayesinde kısa vadede hafif bir etki beklenebilir fiyatların baskılanmasında.
Ama vatandaşı rahatlatacak, enflasyon canavarını da tam anlamıyla geriletecek fiyat gelişmeleri üretim artışına ve maliyetlerin kalıcı biçimde düşülmesine bağlı.
Yüksek döviz kurları ve faizler tarımsal desteklere rağmen tohumdan gübreye, ilaçtan traktöre her kademede üreticinin yükünü artırmış durumda.
Akaryakıt fiyatları ise hem tarlayı hem de nakliyeyi vuruyor!
Üstelik taşıma maliyetlerinde artan otoyol ve köprü fiyatlarını da dikkate almak şart.
Keza işçilik maliyetleri de unutulmamalı.
Kısacası öncelikle ekonomik dengelenmenin maliyet baskısını azaltmasını beklemek gerekecek.
Ve desteklerin çok daha stratejik şekilde planlanması ve talebe yetişecek yüksek üretim için yeni bir politikanın belirlenmesi gerekiyor.
İstikrarlı ve cep yakmayan gıda fiyatlarına ancak o zaman kavuşabiliriz.
Ayrıca serbest rekabet ortamının sunabileceği faydalar olduğu da aşikar.