Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

İşsizlikte kronikleşme riski

Ekonominin toplumsal yansımalarının başında işsizlik gelmekte.

Ülke performans analizlerinde büyüme ve enflasyon kadar önem verilen göstergelerin başında istihdam verilerinin gelmesi boşuna değil!

Yani ekonomik başarı için düşük işsizlik ve yüksek istihdam oranlarına ihtiyaç olduğu kesin.

Aynı zamanda sosyal açıdan da en hassas alanların başında çalışma hayatı gelmekte.

Ama ne yazık ki istihdam piyasası verileri son aylarda iyimser bir tablo sergilemekten uzak kaldı!

Dün açıklanan Şubat 2019 dönemine ait rakamlar da Türkiye’de odaklanılması gereken asıl meseleyi ortaya koymakta.      

Ocak, şubat ve mart aylarının ortalamasını içeren söz konusu dönemde yıllık bazda artan işsizlik rakamlarıyla karşılaşıyoruz.

Şubatta işsiz sayısı 2018’in aynı ayına oranla 1,37 milyon kişi artarak 4,73 milyona çıktı!Neticede işsizlik oranı 4,1 puanlık artışla yüzde 14,7 seviyesinde gerçekleşti.

Söz konusu dönemde istihdam edilenlerin sayısı 811 bin kişi azalarak 27,35 milyon kişi, istihdam oranı ise 1,8 puanlık azalışla yüzde 44,8 oldu.

Genç nüfusta işsizlik oranı ise 7,1 puanlık artış sonucunda yüzde 26,1’e çıktı.

Yani geçen yıla göre hayli negatif bir manzara var işsizlik cephesinde.

Bunun temel nedeni ise Ağustos 2018’de yaşadığımız piyasa türbülansıyla gelen kur ve faiz şoklarının reel ekonomiyi vurmasıydı.

Bu sürecin artçıl etkilerini gözlemlemeye devam ediyoruz sonuçta.

Neyse ki kendimizi avutabileceğimiz karşılaştırmalar da mevcut.

Çünkü…

Şubattaki ayı işsizlik oranı ocak dönemine göre değişim göstermedi!

Yani yükseliş trendinin frenlendiğini söylemek mümkün.

Seçim yatırımlarının ve ekonomiyi canlandırmaya dönük tedbirlerin kısmen de olsa işe yaradığını görüyoruz.

Tabii ki akla “işsizlikte zirve görüldüyse düşüş başlayacak mı” tarzı sorular takılabilir.

Öncelikle teknik olarak önümüzde düşüşe imkan veren bir takvimsel avantaj dönemi söz konusu!

 Başta turizm, tarım ve inşaat olmak üzere mevsimi gelen sektörlerin sahne alma zamanındayız.

Ancak, inşaattaki durgunluk tüm çabalara rağmen aşılabilmiş değil.

Yeni projelerin başlaması için stokların erimesi lazım.

Finansal piyasalardaki oynaklığı da dikkate aldığımızda bu sektörden istihdam artışı beklemek zor görünüyor!

Tarımın da mevsim normallerinde iş yaratması söz konusu.

Yani takvimsel bir katkı yapmaktan öteye geçecek gibi durmuyor.

 

Turizm yetmez

 

Turizmde ise göstergeler pozitif bir manzara çizmekte.

Yüksek genç işsizliğini azaltmak için geçici de olsa turizm sektörü bir fırsat verecek gibi görünmekte.

Ancak, yaz aylarında etkili olacak mevsimsel desteğin geçiciliği ortada!

Dolayısıyla yapısal reformların önemini daha iyi kavramamız gerekiyor.

Teşvik paketlerinin istihdam dostu olmasında mevcut tabloda sayısız yarar var.

Ama en önemlisi piyasa istikrarının biran önce sağlanması!

Yoksa yüzde 12 – 15 aralığında kronikleşen bir işsizlik sendromuyla yüzleşmek zorunda kalırız.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X