Şiddetin ve beyaz esaretin öne çıktığı bir hafta geride kalıyor.

Toplumsal ve ekonomik anlamda keyifsiz bir dönemden geçiyoruz.

Sukünet, sağduyu, hukuk ihtiyacının kendini fazlasıyla hissetirdiği bugünlerde…

Yavaşlamış olan ekonominin yeniden canlanmasına duyduğumuz ihtiyaç da bir o kadar önemli!

Ancak, toparlanma ve destek çabası sürerken… Bu kez de kar darbesi engeline takıldı Türkiye ekonomisi.

Özellikle ülke ekonomisinin ağırlık merkezi olan Marmara Bölgesini vuran yoğun kar yağışı…

Ulaşım engeli başta olmak üzere çeşitli faktörlerin etkisiyle birçok sektörde işlerin aksama yolaçtı.

Mesela işe gidiş gelişleri zorlaştıran, üretimi aksatan kar esareti…

Başta çarşı pazar olmak üzere ticaret hayatını da doğrudan etkiledi.

Ancak, sosyal yaşam alanlarının sunduğu ayrıcalık sayesinde…

AVM’lerin krizi fırsata çevirdiğini gösteren istatistikler var.

Kar yüzünden yaşanan uçuş iptalleri havacılığı vururken… Bu iptaller nedeniyle ulaşılamayan oteller müşteri kaybıyla yüzleşti.

Buna karşın ulaşılabilen oteller doluluk oranlarıyla mutlu oldu!

Hava koşullarının tarımsal üretim üzerindeki baskısı gıda fiyatlarına yansımaya başladı bile…

Haliyle Merkez Bankası’nın düşüş beklediği enflasyon yine gıdayla beslenecek gibi görüyor!

Yoğun kar yağışının artan kazalar nedeniyle sigortacıları epey üzeceği de aşikar.

Olumsuz havanın faaliyetleri durdurduğu inşaat sektörünü de unutmamak gerekiyor.

Yerel yönetimlerin karla mücadele için ayırmak zorunda kaldıkları bütçeler de…

Kar bilançosunun nagatif tarafında kendine fazlasıyla yer bulmakta.

Madalyonun öteki yüzünde yer alan az sayıdaki ekonomik katkı içinde…

Artan kar lastiği satışları ve kazaların tamircilere çıkardıkları işler öne çıkıyor!

Neticede, parasal karşılığını kestirmek zor olsa da… Kesin olan, ekonominin kar darbesine maruz kalmış olmasıdır.

 

Bursa’nın ihracattaki örnek performansı

 

Ekonomiyi daha hızlı büyütmek istiyorsak dış pazarlarda büyümeliyiz.

Bunun yolu ise sıkça dile getirdiğimiz Ar-Ge, inovasyon, markalaşma ve moda yatırımlarına ağırlık vermekten geçiyor.

Yani Türkiye ‘yükte hafif, pahada ağır üretim ve ihracat modelini’ yaygınlaştırmak zorunda!

Ancak, bunun yanında dış pazarlarda boy gösteren oyuncu sayısını artırmak da şart.

Özellikle de KOBİ’lere ihracatçı hüviyet kazandırmak ekonomiyi büyütmekle kalmaz… Girişimci sayımızı da yükselterek yeni iş kapılarının açılmasını sağlar.

Bu anlamda ihracatın lokomotif kenti Bursa üstüne düşeni yaparak Türkiye’ye örnek olmayı sürdürüyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne ait son verilere göre Bursalı ihracatçı sayısı bir yılda yüzde 8,5 oranında artış göstermiş.

2014’te ihracatçı firma sayısını 307 artıran Bursa… Küresel pazarlarda 3 bin 919 firma ile boy göstererek 12,75 milyar dolarlık döviz girdisi sağladı.

İhracatçı firma sayısındaki bu örnek artışta;

BTSO’nun Küresel Fuar Acentesi ve Ticari Safari projelerinin önemli pay sahibi olduğunu söylüyor rakamlar.