Türkiye’nin yumuşak karnı cari açık…

Yani kazandığımız döviz, harcadıklarımıza yetmiyor!

Çünkü bir yanda enerjide dışa bağımlılık sürerken…

Diğer yanda üretimde yüksek oranlı yabancı girdiye duyulan ihtiyaç…

Döviz yetersizliğimizi; kronik bir hastalık haline getirmiş durumda!

Cari açığın yüksek risk unsuru olmaktan çıkmasıysa…Ancak, düşük milli gelir gibi moral bozan!

Ya da ucuz petrol gibi… Kontrol edemediğimiz faktörlerin imdada yetişmesiyle sağlanabilmekte.

Peki bu kısırdöngüyü kırmak için bir hal çaresi yok mu?

Var elbet!

Başta enerji olmak üzere ithalat bağımlılığımızı azaltmakla kalmayıp…

Yerli hammaddeyi yani bu toprağın değerlerini; Ar-Ge, inovasyon ve tasarımla zenginleştirerek…

İhracatımızı yüksek oranda ve kalıcı biçimde artırmamız gerekiyor.

Elbette uzun yılların döngüsünü kırıp bu formulü hayata geçirmekse…

Kolay bir süreç değil.

Ancak bu zor işi… Son 5 yıla sığdırdığı çok özgün projelerle başaran Bursalı bir kurum var!

Marmarabirlik, bu toprakların hammaddesini; katma değerli ürüne dönüştürüp dünyaya satmakla yetinmeyip…

Zeytinin ‘etinden sütünden’ yararlanırcasına… En küçük zerresini bile ziyan etmeden çiftçinin emeğini enerjiye dönüştürmekte!

Hidamet Asa yönetimindeki Marmarabirlik, 2010’dan bu yana yaptığı hamlelerle…

Bir yanda neredeyse hiçbir yabancı girdi kullanmadan memlekete yüksek döviz geliri sağlarken…

Diğer yandan; zeytin atıklarınından elektrik üreten tesisleriyle de döviz açığı üzerindeki enerji baskısını hafifletiyor.

Sonuçta sadece cari fazla vermekle kalmayan Marmarabirlik…

Geçmiş yılların yüklü kredi borcunu azaltıp…

Üretici ortaklarının yüzünü ağırlıklı olarak peşin ödemeler ve özel desteklerle güldürüyor artık!

Bu çok yönlü katkıyı sağlamak için atılan adımlarsa…

Gelişmiş bir işletmecilik örneği olarak tarım ve tarıma dayalı sanayi cephesinde dikkate alınmalı!

Peki nasıl?

 

Yeni hedefler

 

Kurumun performansını ve yeni hedeflerini sorduğum Başkan Hidamet Asa…

Ürün yönetimi, markalaşma ve pazarlama stratejisindeki radikal değişikliklere dikkat çekti.

“Marmarabirlik yönetimi olarak, üretici ortaklarımız ve kooperatif yönetimleriyle sergilediğimiz birlik ve beraberliği…

Sürekli yenileşme, karlılık artışı ve yüksek döviz getirisi üzerine dizayn ettiğimiz stratejiyle birleşirdik.

Ve artık bu sürecin meyvelerini tüm Türkiye tadıyor”!

Peki ihracattaki hızlı büyümenin sırrı ne?

“Öncelikle Avrupa pazarındaki satış sistemini değiştiren Marmarabirlik yönetimi…

Ardından ABD’ye açılıp bayilik yapılanmasını tamamladı.

Ortadoğu gibi önemli diğer önemli pazarlara da açılımalar yapılırken… Ürün yelpazesini Ar-Ge ürünleri…

Ve ‘MB’ gibi özgün yeni markalarla geliştirerek de 47 ülkenin kapısını araladık”!

Neticede sektöründe ihracat şampiyonlukları olan Marmarabirlik…

Bu yıl yeni markası MB ile ihracatını yüzde 20 artırarak 6 bin tonun üzerine çıkaracak aşamaya gelmiş!

 

AB’ye Marmarabirlik zeytinyağı

 

Marmarabirlik, dünyadaki çıtasını daha da yukarı taşımak için yeni hedef olarak ise…

Avrupa Birliği kotalarını aşmayı kafaya koymuş!

Nasıl mı?

“AB’nin bugün halen Türkiye’ye zeytinyağı ihracatı için uyguladığı kota sadece 100 ton...

Üretimde lider ülkeler arasında yer alan Türkiye, ne yazık ki kota engeli nedeniyle ihracatta haksız rekabete maruz kalıyor.

Bu nedenle Almanya’da kurduğımuz Marmarabirlik Avrupa GmbH şirketi üzerinden… Bugüne kadar Avrupa’da yer alamadığımız zeytinyağı pazarına da girebilmek için kolları sıvadık.

Neticede gerekli görüşmelerle mevzuata ilişkin çalışmalara başlandı”.

Yani Marmarabirlik, kota engelini aşmak üzere Almanya’daki şirketini devreye sokmak için harekete geçmiş.