Lokomotif sektör otomotivde iç pazar sıkıntılı.
Gözler haliyle ihracata çevrilmiş durumda.
Otomotiv ihracatçıları zorlu geçen 2019’u da başarı hikayesine dönüştürmeye hazırlanıyor.
Sektörün ilk verileri aslında bir geri vites izlenimi vermekte!
Peki gerçekten azalıyor mu otomotiv ihracatımız?
Bu soruyu Otomotiv İhracatçıları Birliği Başkanı Baran Çelik’e yönelttim.
Çelik’e göre Türk otomotiv sektörü ihracatını artırıyor. Ama ihracat verilerindeki parasal dönüşüm bu artışın eksi olarak görünmesine yol açıyor.
“Ocak ve şubatta toplamda dolar bazında 2018’in aynı dönemine göre yüzde 4’lük bir gerileme görünüyor otomotiv ihracatında.
İhracatımızın düşük görünmesinde ocak ve şubat aylarındaki parite farkını ana sebep olarak görüyoruz.
Çünkü geçen yılın ilk iki ayında parite 1,20 seviyelerindeydi. Bu yılın aynı dönemindeyse 1,13 -1,14 aralığında parite.
Ve otomotiv ihracatımız yüzde 78 seviyesinde Euro Bölgesi’ne yapılıyor.
Bu etki Euro bazlı gelirlerimizin artmasına rağmen dolar olarak düşük görünmesine yol açmakta.
Parite aynı devam etseydi 300 milyon dolar daha yüksek bir ihracat rakamı görünecekti.
Bu da bizim ihracatımızı aslında yüzde 3-4 oranında artırdığımızı gösteriyor.”.
Görüldüğü üzere mesele parite kaynaklı bir illüzyon olarak karşımızda!
Otomotiv ihracatçısının ağırlıklı olarak Euro geliri söz konusu.
Ve bu gelirler zorlu pazar koşullarına rağmen artıyor.
Ancak, tüm ihracat rakamları devlet tarafından açıklanırken dolara çevrildiğinden bu tablo değişim göstermekte.
Neticede geçen yılla yapılan karşılaştırmada daha yüksek seviyedeki Euro/dolar paritesi bu yılki ihracat gelirlerinin düşük görünmesine yol açmış vaziyette!
Ancak, OİB Başkanı Baran Çelik, paritedeki bu dezavantaja karşın yılsonunda dolar bazlı ihracatta da artışın yaşanacağını vurguladı.
“Bu yıl 32 milyar dolar hedefimiz var. Dolar bazında da 5. aydan itibaren baz etkisi kalkacak. Ve dolar olarak da tırmanış kendini gösterecek.
2019’da mevcut gücümüzü koruyup bir miktar daha artıracağız”.
Hedefi yakalamanın yolu ise yeni pazarlar ve katma değer artışından geçiyor.
“Yeni pazarlar ve yüksek katma değerli ürün satışı temel hedefimiz.
AB’ye bağımlılığımızı azaltmamız gerekiyor.
İçinde eski Sovyet cumhuriyetlerinin yer aldığı büyük kuzey Asya bölgesi öncelikli hedefimiz. Rusya yüzde 20 artışla parlayan bir bölge.
Kuzey Afrika’ya satışlar giderek artıyor.
Güney ve Orta Amerika potansiyel pazarlar olarak öne çıkmakta.
Kg başına ihracatı artırmak üzere yaptığımız çalışmalar başarılı sonuçlar alıyor.
Otomotivde ülke ihracatının 5 katına çıkan bir kg ihracat değerine ulaştık.
Yükselttiğimiz katma değerimizi artırmak için çalışmalarımız devam ediyor”.
Peki ihracatçıyı bu yıl zorlayan başlıca faktörler neler?
İhracatçı açısından yüksek kurdan ziyade istikrarlı kur hareketlerinin önemine vurgu yapan Baran Çelik, maliyet baskısı ve küresel ticaret savaşlarının en önemli baskı unsurları olduğuna dikkat çekiyor.