Türkiye ana döviz kapısı olan ihracatta yeni bir rekora imza attı.
Aylık 14,3 milyar dolarlık ihracat, şubat ayları itibarıyla tarihi zirveye işaret ediyor.
Bu trendin ana hatlarıyla korunması halinde 2018’deki 168 milyar dolarlık rekor bu yıl sonunda tazelenecek demektir!
Ancak, önemli olan hangi seviyelerde bir rekorun gerçekleşeceği.
Ekonomi yönetiminin 2019 için 182 milyar dolarlık hedefi var.
Türkiye İhracatçılar Meclisi ise çıtayı 200 milyar dolara çıkardı.
Peki bu rakamlara ulaşmak ne derecede olanaklı?
İhracatçıların işi küresel koşullar nedeniyle bu yıl hayli zorlaştı.
Tüm tahminler küresel ticaretin bu yıl hız keseceğini öngörüyor.
Maliyet baskısı da ihracatçının sırtına ek bir yük getirmiş durumda.
Sonuçta 2018’deki rekor seviyelerin üstüne bu yıl en ufak artış eklediğimize; hemen her ay aylık bazda rekor tazeleyerek gidiyoruz!
Ama ihracat artış hızımız giderek düşüyor.
2018’deki yüzde 7,1’lik artış hızının da altıda seyrediyor bu yıla ait hız göstergelerimiz.
Ocakta yüzde 6’ya gerileyen ihracat artış hızı, şubatta yüzde 3,7 gibi dikkat çekici bir seviyeye indi.
Neticede en azından geçen yılki hıza dönemezsek yıllık hedefin ıskalanma ihtimali doğmuş demektir.
Özellikle desteklenmesi gereken sektörse ihracatın lokomotifi olan otomotiv!
Çünkü Bursa için hayati önemde olan otomotivde iç pazarda yaşanan daralma ihracatta da kendini göstermeye başladı.
Şubat ayında sektörün ihracatında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,9’luk bir düşüş kaydedildi.
Bu gerileme 2019’un ilk 2 ayın toplamını da otomotiv adına negatife çevirmiş durumda.
Ocak-Şubat dönemi satışları yüzde 4 oranında bir daralmayı karşımıza çıkarıyor!
İlk 2 ayda 4 milyar 876 milyon dolarlık otomotiv ihracatı gerçekleşmiş.
Yine de otomotivin toplam ihracattaki payı yüzde 18,2’ye inmekle beraber açık ara en yüksek ihracatçı sektör ünvanı korunuyor.
Dolayısıyla özel bir ilgiyi de hak etmekte!
Risk analizi
Teknik anlamda pazar kaybında Euro/dolar paritesinin 2018’e oranla geri gitmesi ve kısmi bir baz etkisinden söz etmek mümkün.
Ama net bir gerçeklik var ki; en büyük pazar olan Avrupa’nın eski tadı yok.
Ve Amerika yönetiminin Türkiye’yi bazı ürünlerin ABD’ye gümrüksüz girişine imkan sağlayan “Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi” programından çıkarmayı planlaması da ayrı bir risk unsuru konumunda!
Yani yoğunlaşılacak alanlar belli.
Gerçek anlamda yeni modelleri pazara kazandıracak bir strateji de şart görünüyor.
İşsize iş kapısı olmak
Kent dinamikleri, BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın öncülüğünde yeni bir istihdam seferberliği başlattı.
Hedef 2019’da 120 bin kişilik ilave istihdama ulaşmak.
Hayli iddialı bir rakam. Ama Bursa iş dünyası kararlı bir duruş sergiliyor.
“Türkiyemizin moral ve motivasyon kaynağı Bursa, istihdama da en fazla katkı sağlayan şehirlerden biri olacaktır.” diyen Burkay, istihdam teşviklerinin anlatıldığı toplantıda işverenlerin iş kapılarını aralamasını istedi.
“İşsizliğe çare üretmenin işlerimizin de bereketine katkı sağlayacağına olan inancımla tüm üyelerimizi ve iş dünyamızı işsizlerimiz için iş kapısı olmaya davet ediyorum.” cümlesindeki ‘işlerimizin bereketi’ ifadesi de işdünyasının önemsemesi gereken ‘kazan kazan’ ilkesinin varlığına dikkat çekiyor!
Ve “Burası Bursa, Burada İş Var” sloganını gerçeğe dönüştürme zorunluluğu da kent dinamiklerinin bir ödevi olarak durmakta.