Türkiye ekonomide yeni yol haritasına kavuştu.
“Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019”.
Başlıktan anladığımız kadarıyla dönüşüm sürecinin 2019’a ait versiyonu açıklandı.
Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın paketin ilk aşama olduğuna dair vurgusu önemliydi.
“Bu yeni paketle ekonominin karşılaştığı temel sorunlara çözüm sağlayacağını düşündüğümüz adımların ilk aşamasını ele aldık”.
Kısacası uzun ve ince bir yolun başındayız henüz.
Yolun diğer önemli kilometretaşlarını ise önümüzdeki aylarda ve yıllarda açıklandıkça öğrenme fırsatımız olacak.
Dolayısıyla yeni ekonomik programın piyasalardaki fiyatlaması da taksit taksit olacak gibi görünüyor!
Dünkü işlemlerde pozitif bir etki görmemiş olmamızın altındaki temel nedenlerse İstanbul’a dönük seçim belirsizliği ve ABD ile adım adım gerilen ilişkiler.
Ayrıca paketin beklentileri aşan bir görünüm arz etmemesi de sınırlı piyasa tepkisinde rol oynayan faktörler arasındaydı.
Yeni paketteki önceliklere baktığımızda ise beklendiği üzere finans kesimine ağırlık verilmiş.
Önce kamu bankalarına toplam 28 milyar liralık devlet tahvili verilerek sermayelerinin güçlendirilmesi sağlanacak.
Özel bankaların ihtiyaç halinde hazır tuttukları yeniden sermayelendirme planları çerçevesinde sermaye artırması planlanıyor.
Dengelenme süreci boyunca temettü dağıtımının sınırlandırılması da söz konusu.
Bazı sorunlu kredilerin bankaların ulusal-uluslararası yatırımcıların iştiraki olan bilanço dışı fonlara devredilmesi hedefler arasında!
Enerji ve gayrimenkulde riskli kredileri devredışı bırakmayı öngören bu plan önemli.
Ama henüz bilmediğimiz detaylar daha önemli konumda!
Ayrıca bankacılık sektörünün aktif kalitesini artırmak üzere sorunlu varlıkları borç hisse takasıyla sistemin dışına çıkarma hedefi de var yeni programda.
Borç yeniden yapılandırmaların ile icra-iflas işlemlerini daha hızlı ve etkin hale getirmek üzere de yeni yasalar gelecek.
Finansın dışında çalışma hayatına dair kritik düzenlemeler de yolda görünüyor!
Bu anlamda BES ve kıdem tazminatı sisteminin yeniden yapılandırılması hedefler arasında bulunuyor.
Gözlerin çevrildiği tazminatlar konusunda Bakan Albayrak’ın “tüm paydaşların katılımıyla kıdem tazminatı reformunun gerçekleştirilmesi” yönündeki vurgu dikkate değer.
Çünkü toplumsal anlamda büyük öneme sahip olan bu konunun her kesimin rızasıyla geçekleşmesi önemli.
Sanayi ve tarım politikaları
Yeni dönemde ihracat ve üretim odaklı kredi arzı yaratıp stratejik sektörlere yönlendirme planı da öne çıkmakta.
Stratejik planlamada enerji, maden, petrokimya, ilaç, turizm, otomotiv, bilişim kendine yer bulmuş!
Ve ağustosta yayımlanacak planla ihracatta devlet yardımları yeniden düzenlenecek.
Mayısta açıklanacak olan sanayide yerlileştirme programıyla da 300 ürünün yerlileştirilmesi planlanıyor.
Enflasyon ile mücadele kapsamında ise tarımda bölge bazında arz talep planlanacak, sözleşmeli tarım yaygınlaştırılacak.
Sera A.Ş. kurularak toplam sera üretiminin yüzde 25’inin karşılanması hedefleniyor.
Hal yasası ve gıda regülasyonuyla üretici ve kooperatiflerin hal içindeki payı artırılacak.
Vergi cephesinde ise istisna ve muafiyetler azaltılacak, kurumlar vergisi düşürülecek ve gelire göre artan oranlarda vergilendirme yapılacak.
Bunlar doğru adımlar. Ancak oranları görmek lazım.
İlginç bir adım da yüksek gelir gruplarının daha adil vergilendirilmesini sağlamak üzere atılacak.
Ama nasıl henüz bilmiyoruz!