Ekonomi nereye gidiyor?

Herkesin yanıtı farklı olacaktır.

Çünkü her bireyin, her ailenin her şirketin her sektörün durumu farklı.

Haliyle gidişattan etkilenme katsayısı da değişmekte.

Bu farklılaşmayı genel hatlarıyla da olsa güven endekslerinde görmek mümkün.

Örneğin tüketici gözüyle baktığımızda gidişatta bozulmayı görüyoruz!

Çünkü aralık ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,9 azalmayla 58,8 puana geriledi.

Ve endeks neredeyse Aralık 2018’deki seviyeye geri döndü.

Yoğun zamlarla beraber azalan alım gücünün etkisi güven erozyonundaki başlıca etken konumunda görünüyor!

Yılın son aylarında yükselen vergi dilimlerinin gelirleri eritmesi de güven duygusunu zedeleyen faktörler arasında.

Diğer yandan yüksek işsizlik de vatandaş açısından ekonomiye duyulan güveni azaltan bir unsur olarak kalmaya devam ediyor.

Tüketici güven endeksini birebir etkileyen dolardaki hareketse geçmiş dönemlere göre hayli istikrarlı olduğu için tüketicinin ekonomiye bakışında fazlaca pay sahibi olmamış görünüyor.

Kısacası vatandaşın temel gündemi geçim derdi!

Yani ülkenin ana tartışma gündeminde boy gösteren Kanal İstanbul, Tank Palet Fabrikası, Ankara’daki rüşvet iddiaları ve mantar gibi çoğalan siyasi partiler yok.

Oysa yayın mecraları sabahtan akşama bu gündem meddeleriyle yatıp kalkıyor.

Vatandaşsa ürün ve hizmet zamlarını endişeli gözlerle takip ederken yeni asgari ücretin yetip yetmeyeceğini, iş olanaklarını ve EYT’nin kaderini merak etmekte!

Hatta çok önemli bir mesele olmasına rağmen Doğu Akdeniz’deki gelişmeler bile vatandaşın şu andaki ilgi alanında kendine fazlaca yer bulamıyor.

Çünkü ucuzlamaya başlayan kredilere rağmen ekonomik gidişat dar gelirliye henüz umut vermiyor.

Buna karşın tüketimdeki hareketlenme güven endekslerine yansıdığı kadarıyla iş dünyasına umut vermekte!

 

Reel ekonominin sinyalleri

 

Hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde aralıkta yine güven artışı kaydedilmesi önemli bir gösterge niteliğinde.

Sanayi tarafında ise karışık sinyaller var.

Nasıl mı?

Kapasite kullanımı aralıkta 0,2 puanlık azalmayla yüzde 77 seviyesine geriledi.

Kredi kanallarının açılmasına karşın üretimde azalma sinyalini veren kapasitedeki düşüş bize ihracat tarafında işlerin pek de iyi gitmediğini söylüyor.

Buna karşın sanayicinin gidişlata dair bakışlarını ortaya koyan reel kesim güven endeksi 1,6 puanlık artışla 103,6 puana yükseldi!

Endeksin eylül ayından bu yana keskin bir biçimde yükselmesi dikkat çekici.

Ve ilginçtir ki genel beklentilerdeki iyileşmenin yanısıra gelecek 3 aydaki ihracat siparişlerine dönük iyileşme beklentisi de güven artışındaki nedenler arasında yer alıyor.

Kısacası herkesin durumu ve geleceğe bakışı farklı olsa da ana gündemi ekonomi.

 

Asgari ücret kimi mutlu etti?

 

Merakla beklenen rakam açıklandı.

2020’de geçerli asgari ücret net 2 bin 324,7 lira oldu.

Yani yüzde 15’lik bir artış gerçekleşti asgari ücrette.

Peki taraflar memnun bu rakamlardan?

İşçi temsilcilerinin en az 2 bin 578 lira olarak açıkladıkları beklentilerini karşılamayan bir seviye söz konusu.

Haliyle olumlu karşılamadılar yeni asgari ücreti.

Ama işveren de beğenmedi!

Çünkü enflasyonun üzerinde bir rakamın rekabet güçlerine zarar vereceğini öne sürüyorlardı.

Kastedilen 2019 enflasyonu değil yüzde 8,5’lik 2020’nin hedef rakamı olunca işveren adına sapma da hayli büyük görünüyor haliyle.

Sonuçta kimsenin sahiplenmediği bir asgari ücretimiz oldu!