Bursa, Recep Tayyip Erdoğan‘ı cumhurbaşkanı olarak ilk kez misafir etti.

Bir günlük yoğun gezi programının ana temasıysa kent yatırımlarının açılışını yapmaktı.

Erdoğan, toplam 373 milyon TL tutarındaki 155 ayrı yatırımın…

Bursa’nın sosyal ve ekonomik hayatına katılımını kestiği kurdele ile resmen sağlamış oldu.

Ancak, bir toplu açılış töreni olmasına karşın adeta seçim meydanına hitap etti Erdoğan!

Aşırı güvenlik altında ulaşılan cadde üzerindeki tören alanı… Miting için uygun olmasa da

Erdoğan’a duyulan sevgi ve konuşmasına yansıyan mesajları seçim meydanlarını aratmıyordu.

Neticede ezilenler, fenalaşanlar, bayılanlar hayli fazlaydı!

Önlerde olanlarsa şanslıydı.

Çünkü kürsüyle izleyiciler arasındaki tampon bölgede bulunan sağlık ekipleri çok seri çalıştı.

Ön sıradakilerin bir başka şansıysa taleplerini iletme fırsatı bulmalarıydı.

Cumhurbaşkanlığını icracı bir makam olarak görenler…

Yazılı olmak kaydıyla taleplerini, korumalar vasıtasıyla cumhurbaşkanına iletebildi.

Seslerini duyurmaya çalışarak istekte bulunma gayretinde olanlar da az değildi.

Aralarında iş arayanların hayli fazla olması ise dikkat çekicidi!

Mahallesine su gelmesini isteyenler bile vardı sesini kürsüye ulaştırmaya çalışanlar arasında.

Erdoğan’ın coşkulu hitabetinde… Yatırımlar kadar hatta biraz daha fazla iç siyaset ön plana çıkmasıyla ekonomi üzerinde seçim sürecinin baskı yaratabileceğinin işareti sayılabilir!

Konuşmasında Bursa yatırımlarıyla kenti otoban, körfez geçişi ve hızlı trenle öne çıkaracak ulusal yatırımlara vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…

‘Yatan değil koşan bir cumhurbaşkanı’ olarak kendini niteleyip yeni Türkiye kavramını öne çıkarması…

Siyasal ve ekonomik cephede radikal değişiklikleri de görebileceğimiz anlamına geliyor.

“Önümüzdeki seçim bir dönüm noktasıdır” cümlesiyle meydandan 400 milletvekili için oy isteyen Erdoğan, başkanlık sistemi için kararlı bir görüntü çizdi dün!

Çünkü ABD’yi örnek gösteren Erdoğan’a göre Türkiye’nin ileri demokrasiye kavuşması… Ve en büyük 10 ekonomiden biri olması başkanlık sistemine geçmekle mümkün olabilecek.

 

Dolara Merkez müdahalesi gelir mi?

 

Hafta başı piyasa öngörülerinde sürpriz payının geniş tutulması gerektiğine vurgu yapmıştık!

Dolarda tahmin aralığının üst bandını 2,51 TL’ye yükseltecek kadar geniş bir beklentiyi dile getiriken…

Son haftalara damgasını vuran ani gelişmelerle sürpiz veri ve açıklamaların yine gündeme geleceği varsayımı ön plandaydı.

Nitekim öyle de oldu.

Yine sürpizlerin damgasını vurduğu bir haftayı geride bırakıyoruz!

MB’yi olağanüstü faiz toplantısından vazgeçiren enflasyon rakamları…

Siyasileri Merkez’i eleştirmekten alıkoyamadı.

Tam tersi en tepeden gelen MB’nin bağımsızlığına yönelik sert sözler…

Piyasadaki tansiyonu yeniden zıplattı.

Tan biraz sular durulurken dün ABD sahne aldı!

İstihdam rakamaları güçlü gelince; faiz artışı beklentisi dolara küresel çapta prim yaptırdı.

Sonuç borsa endekslerinin hızla düşmesi…

Dolarınsa yeni rekorlara imza atması olarak karşımıza çıktı!

Dün gün boyu 2,43 – 2,44 TL bandında seyreden kur, Amerikan istihdam verilerinin açıklanmasıyla biranda coştu.

Ve 2,474 TL’ye dayanarak rekor tazeledi.

Bu manzarada Merkez Bankası’nın devreye girmesi artık kaçınılmaz bir durum!

Ne yapabilir MB?

TL likiditesinde sıkılaştırmaya gider. Yani piyasadaki lirayı çekerek değer kazanmasını sağlamaya çalışacak.

Bu da dolaylı bir faiz artışı anlamına gelir.

Çünkü… Politika faizini değiştirmese de bankalara verdiği parayı faiz kridorunun üst bandına yakın bir fonlamayla vermek zorunda kalacak.

Bu yetmezse döviz satış ihalelerinde rakamı yükseltip, rezerv opsiyon katsayılarıyla oynayabilir.

Ama görünen o ki müdahale gelmezse kurlar acı verecek biçimde çıldırabilir!