Siyaset boşluk kaldırmaz.
Özellikle de ülkenin karar merci söz konusuysa!
Hele de kritik kararların alınıp hızla yola devam edilmesi gereken bir ekonomik ortamdayken…
Biran önce sağlam zemindeki uzlaşının ürünü bir koalisyon hükümetinin sahaya çıkıp…
Hızlı biçimde top koşturmasında fayda var!
7 Haziran’dan bu yana yapılan açıklamalardan da görüldüğü gibi…
İş dünyasının taleplerindeki ortak dilek de bu eksende.
Çünkü…
Öncelikle siyasete dönük güvenin tesis edilmesi için istikrarlı ekonomik politikalara ihtiyacaımız var.
Yoksa mevcut durumu bile korumanın zor olduğu aşikar…
Neredeyse bir yılı aşan bir durgunluk süreci dış risklerin daha da koyulaşmasıyla karşımızda negatif bir görünümle duruyor!
Dolayısıyla bir yandan dıştan esecek fırtınalara hazırlanırken…
Diğer yandan içte canlanma getirecek adımların biran önce kurgulanması lazım.
Üstelik orta ve uzun vadede kalıcı kalkınmayla orta gelir tuzağından kurtulmak üzere
Yeni hamlelerin hükümet programında kendine yer bulması gerekiyor!
Yatırımcının ve girişimcinin önünü açacak adımların net biçimde açıklanmasıyla da…
Hem piyasa istikrarı hem de sermaye girişi sağlanabilir.
Kısacası hükümetin, bir an önce kurularak programının açıklaması ekonominin birnci önceliği durumunda!
Ancak elbette ülkenin bölünmez bütünlüğü içinde barışın öne çıktığı uzlaşmacı bir yaklaşımla adımların atılması gerekiyor.
Yani barış ortamında siyasi uzlaşmanın getireceği istikrar üzerine ekonomik geleceğimiz inşaa etmek zorundayız.
Bugün açıklanması beklenen 2015’in ilk çeyreğine ait milli gelir rakamlarının da göstereceği gibi…
Yeni hükümetin çok ciddi bir sınavı sözkonusu!
Çünkü ilk üç aylık performansın ancak yüzde 1,5 civarı bir büyümeyi karşımıza çıkarması büyük olasılık dahilinde.
Üstelik üçlü darbe yiyen bir ihracatla yürümemiz gerekiyor.
Euro/dolar paritesindeki düşüş…
Jeopolitik nedenlerin vurduğu 6 önemli pazar…
Ve bir türlü durulamayan otomotivdeki grev dalgası…
İhracat cephesindeki perforansın büyümeye negatif katkı yapacağını gösteriyor!
Öncelik ekonomide olmalı
Otomotiv Sanayicileri Derneği‘nin dün açıkladığı mayısa ait üretim rakamları…
Bu olumsuz tabloyu desteklerken… Üretim destekli büyümeye de ikinci çeyrek adına vurulan darbeyi gözler önüne serdi.
Çünkü…
Otomotiv pazarındaki satışların yüzde 38 arttığı mayısta sektördeki üretim yüzde 13 azalmış.
Otomobil üretimindeki daralmaysa yüzde 18 seviyesinde!
Vatandaş tarafından manzaraya baktığımızdaysa…
Yüzde 11,2’lik genel işsizlik oranı çözülmesi gereken ciddi bir sorun olarak duruyor.
Hele de yüzde 20’ye çakılıp kalan genç işsizliği dikkat aldığımızda sorunun önemi daha iyi anlaşılır!
Keza yüzde 8’i aşan enflasyon var vatandaşın cebini kemiren…
Gıda, giyim ve barınma gibi düşük gelir gruplarının ağırlıklı harcama kalelerinde enflasyonun yüzde 10’un üzerinde seyretmesiyse…
Ayrı bir mücadele alanına işaret ediyor!
Bu anlamda partilerin seçim vaatlerine ne kadar sadık kalacakları ilginç bir deney özelliği taşıyor.
Sözün özü; kurulacak koalisyon hükümeti çok zorlu bir savaşa göre dizayn edilmeli…
Ve savaş planı da hem dış baskıları göğüsleyebilecek…
Hem de içerdeki talepleri mümkün mertebe karşılayabilecek cinsten olmalı!