Osmanlı İmparatorluğu can çekişiyor.
İstanbul işgal altında.
1. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı topraklarını paylaşmak ve Sevr Antlaşması maddelerini hazırlamak için İtalya’nın San Remo şehrinde planlar yapılıyor.
İngiltere, İtalya ve Fransa’nın bir süre önce Londra’da yaptığı planlar tıkır tıkır işliyor.
***
19 Nisan’da başlayan konferansta boğazlar, borçlar ve Kürt meseleleri gündemde…
Lloyd George ‘güç de kullanılmalı’ diyor.
Venizelos kararların ağır olmasını gerektiğinin altını çiziyor.
Vatan toprakları paylaşılırken Osmanlı Heyeti’ndeki Galip Kemali, Adana, Erzurum, İzmir ve Trabzon’da yaşayan Türklerin Müslüman ağırlıklı olduğunu dile getirmeye çalışıyor.
***
Osmanlı Devleti’nin Asya ve Kuzey Afrika’daki haklarından vazgeçmesi, özerk bir devlet olarak
Kürdistan, bağımsız bir devlet olarak da Ermenistan’ın kurulması hedefleniyor.
Yahudilere Filistin’de toprak veriliyor.
Trakya ve Batı Anadolu Yunanistan’a bırakılıyor.
Lübnan ve Suriye Fransızların; Filistin, Irak ve Musul İngilizlerin oluyor.
Boğazlar ise uluslararası bir komisyonun kontrolüne geçiyor.
Yeni ‘hayal’ haritası böyle çiziliyor San Remo’da…
***
Alınan kararlar, Osmanlı temsilcisi Tevfik Paşa tarafından imzalanmayınca Yunanlılar Batı Trakya, Balıkesir ve Bursa’yı; İngilizler Bandırma ve Mudanya’yı işgali devreye almakta gecikmiyor.
Ama asıl büyük şoku Ankara’dan gelen telgrafla yaşıyorlar; İstanbul’daki kuklalarıyla birlikte…
Kısacası işgalcilere San Remo’da keyif kahvelerini içmek nasip olmuyor.
***
Ülkenin işgal edilmeye başlanması üzerine 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan; Amasya, Erzurum ve Sivas’ta, ‘Ulusun egemenliğini yine ulusun sağlayacağını’ dünyaya duyuran Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, Ankara’da Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin yolunu açmak için düğmeye basıyordu.
23 Nisan 1920’de, Hacıbayram Camisi’nde cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açılıyordu.
Gücünü milletten alan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nın başlatılmasını ve Cumhuriyet’e giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacaktı ileriki günlerde…
***
Atatürk, daha sonra bir milletin kaderini tayin eden bu özel günü, başta Türkiye sınırlarının çok ötesine uzanan ‘Büyük Türk Milleti’nin çocukları olmak üzere tüm dünya çocuklarına armağan etti.
Ve bugün TBMM’nin kuruluşunun 100. yılı.
Türkiye evlerin balkonlarına asılan ay yıldızlı bayraklar ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğraflarıyla kırmızı beyaz.
’23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ kutlu olsun.
Bugün saat 21.00’de hep bir ağızdan ‘Korkma’ kelimesi ile başlayan İstiklal Marşımızı okuyacağız balkonlardan.
***
İnşallah koronavirüs salgını da geçecek.
İzmir’in dağlarında çiçekler açacak.
Bursa’nın ufak tefek taşları coşkuyla yerinden oynayacak.
Anıtkabir’e, Çanakkale’ye sel gibi akacağız yine…
İstanbul Boğazı’ndan Dolmabahçe’de bizi seyreden Ata’mıza el sallayacağız.
Türkiye’nin dört bir yanında Mehmetçiğe selam çakacağız.
Çocuklar inanın!
İnanın çocuklar…
Güzel günler göreceğiz.
Atatürk’ün ‘Beni onlara emanet ediniz’ dediği Türk hekimlerinin ve her zaman size işaret ettiği bilimin sayesinde.
***
Hadi gelin noktayı da Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa’da size seslendiği konuşmasından satırlarla koyalım:
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”