Türkiye bir deprem ülkesi. Dolayısıyla bunu aklımızdan çıkarmamak gerekiyor. Yer sarsıntıları hiç beklenmedik anlarda, beklenmedik bölgelerde kendini gösteriyor. Dün sabah da Bursa’da büyük bir korku yaşadık. Üç dakika arayla Gemlik ve Mudanya merkezli iki deprem, bu gerçeği asla aklımızdan çıkarmamamız ve gereklerini yerine getirmemizi bir kez daha hatırlattı.

Sarsıntının merkezi ve derinliği Bursa’ya çok yakın olunca, neredeyse bunu hissetmeyen kalmadı.  Okullar öğrencilerine evlere geri gönderdi.

Şunu iyi biliyoruz ki, uzmanların tabiriyle deprem değil, depreme uygun yapılar yapmamak öldürüyor.

Ülke olarak buna ne kadar hazırlıklıyız?

Geçtiğimiz yıl şubat ayında Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler 11 ilimizi birden etkiledi. Yaraları sarmak kolay olmuyor. Yıl içinde tam üç kez Hatay ve diğer deprem bölgelerine gittik. Devlet yaraları sarıyor ama keşke buna gerek kalmadan, öncesinde yurttaşlarımızın canını almayacak sağlam binalar yapılabilseydi.

Bursa’mız maalesef mühendislik hizmeti almamış yapılarla dolu. Kentin yapı stokunun üçte ikisinin ruhsatsız dikilmiş binalardan oluştuğu biliniyor.

Dolayısıyla, Bursa olarak bizim de hazırlıklı olma zorunluluğumuz var. Belediyelerimizin kentsel dönüşüm projelerine metrekare ve daire sayısına takılıp kalmadan, sağlam yapılara geçiş için acil muvafakat vermeliyiz.

Dün iki deprem ve sonrasındaki sayısız artçılar gösterdi ki, bu durum adeta Bursa’ya ve Bursalılara da bir uyarı gibiydi.

Eğer binalarımızı yıkıp yeniden yapmadan, sağlamlaştırmadan yaşamaya devam edersek, depremin acı ve ağır sonuçlarıyla Allah korusun bizim de yüzleşmememiz mümkün değil.

Bursa’ya ve hemşerilerimize geçmiş olsun diyoruz.

 

Bakanlık dönüşümde Bursa’ya öncelemeli

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ülke genelinde kentsel dönüşüm projeleri yürüttüğünü biliyoruz.

TOKİ’nin, rezerv alanlarda Büyükşehir ve kimi ilçe belediyelerinin işbirliğiyle Bursa’da da irili ufaklı dönüşüm projeleri var. Ancak, bakanlığın Bursa’da bir bölgeyi komple ele alan dönüşüm projelerine ne yazık ki, rastlayamıyoruz.

Daha evvel de bu sütunlardan yazmıştık.

Örneğin;

İstanbul’da riskli bölgelerdeki kentsel dönüşüm için çıkarılan, ‘Yarısı sizden yarısı bizden’ uygulamasının niçin Bursa’yı ve diğer riskli illeri de kapsamadığını sorguluyoruz.

Bursa, Marmara’nın ve Türkiye’nin, ekonomik anlamda da kalbinin attığı kentlerinin başında geliyor. Burada yaşanacak büyük bir yıkım, aynı zamanda sanayi üretimini de sekteye uğratacaktır.

Burada işgücümüzü, üretim tesislerimizi koruyacak kentsel ve sınai yenilemeler yapamazsak, Türkiye’nin can kaybı kadar ekonomik kaybı da büyüyecektir.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki aynı zamanda tecrübeli bir yerel yönetimci. Bursa’yı ve kentsel dönüşüm sorunun da yakinen biliyor.

Bakanlığın bölgesel dönüşüm projelerinde ve diğer uygulamalarında Bursa’yı öncelemesi gerektiğini bu kentin bir sakini olarak bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Konuyu milletvekillerimizin de sık sık Özhaseki’ye aktarmalarında yarar var.

 

Bursa’nın en yeni işinsanının STK’sı

Kentlerde birden fazla sanayici ve işinsanları örgütleri var. Bursa’da bunlara bir yenisinin daha eklendiğini görüyoruz. Yeni kurulan Bursa Uludağlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BUDSİAD) önceki hafta üye kabulüyle kendini tanıttı.

Ağırlıklı Bursa merkezli dağ ilçeleri doğumlu işinsanlarının oluşturduğu dernek, birlik ve beraberliği pekiştirme adına faaliyete geçti.

Derneğin kurucu başkanlığını yardım faaliyetleriyle tanıdığımız Serkan Salır üstlenmişti. Kuruluş sonrası gerçekleşen ilk olağan kongrenin ardından da bu görevi Recep Öztürk devraldı.

BUDSİAD’ın tanıtım yemeğine biz de davetliydik. Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin ile Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş’ın da katıldığı programda başkanlara onur üyesi olarak derneğin rozeti takıldı.

Kendilerini Uludağlı olarak adlandıran bölge işinsanlarının bir araya gelmesini önemsiyoruz. Zira, birliktelikten her zaman yöre kazançlı çıkacaktır. Gecede ilk başkan Salır’dan BUDSİAD’ın kuruluş hikayesini dinledik. Dernek olmadan zordaki insanların imdadına nasıl yetiştiklerine değindi. Sonrasında kürsüye çıkan Başkan Recep Öztürk de Dağ yöresi sanayici ve işinsanlarını Bursa’da etkili bir konuma getirmek için çalışacaklarının sözünü verdi.

Kürsüye davet edilen yöre belediye başkanları da birlik ve beraberliğini önemine vurgu yaptılar.

Bursa’da bildiğimiz kadarıyla gönül dostları topluluğu olarak gördüğümüz bir DAĞSİAD vardı. Maalesef onun yürütülemediği ve kendini Bursa ve yöreye kabul ettiremediğini hatırlıyoruz.

Umarız, BUDSİAD da aynı sıkıntıyı yaşamaz. Şehirde, yeni bir işinsanı örgütü olarak varlık sebebi olan yörelerine ve üyelerine katkı sağlarlar.