İhsan Aydın
İhsan Aydın

Kâbus tekrar geri mi döndü?

Köşe Yazısını Dinle

Geçen yıl Türkiye’nin turizm bölgelerinde çıkan orman yangınları ciğerlerimizi  yakmıştı.

Ege ve Akdeniz sahillerindeki yangınlarda binlerce hektar ormanlık alan yandı, kül oldu. Havaların ısınmasıyla birlikte şimdi aynı kâbusun geri döndüğünü görmek üzücü.

Her yıl çıkan yangınların bir benzeri iki gündür Muğla’nın Marmaris ilçesinin Bördübet bölgesindeki yeşil örtüyü tahrip etmeye başladı.

Devlet, geçen yılki eksiklerini görüp bu kez daha hazırlıklı görünse de rüzgarın etkisiyle yangın dün akşam saatlerine kadar kontrol altına alınabilmiş değildi.

Karadaki mücadeleye havadan da 20’den fazla helikopter ve 14 uçakla destek veriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün yangın bölgelerinde havadan inceleme yaptı. Hem karadan hem de havadan büyük bir müdahale söz konusu.

Yerel söndürme ekiplerine AFAD da yüzlerce araç gereç, ekipman ve personelle destek sağlıyor.

Buna rağmen, rüzgar yangını daha geniş alanlara yayıyor.

Her sene, ciğerlerimizi dağlayan yangınların yine en çok turist çeken bölgelerimizin kıyılarından başlamış olmasından şüphelenmemek mümkün değil.

Kundaklama ve sabotaj olasılığını yabana atılmış değil. Nitekim, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da bu yönde bir soruşturma başlattığını görüyoruz.

Güvenlik güçleri bu olasılığın üzerinde duracaklardır.

Temennimiz; çıkan yangınların geçen yıl olduğu gibi, birden çok noktada, aynı anda müdahaleyi zorlaştıracak boyutlara varmaması ve kısa sürede söndürülmesi.

Geçen yılki yangınlarda çok eleştiri alan Orman Bakanlığı’nın bundan ders çıkarıp, bu kez daha tedbirli davrandığını görmek sevindirici.

Mazgal ızgaraları da para ediyormuş

Dün bu sütunlardan kent merkezindeki kimi semtlerde hırsızlık olaylarının arttığını, faillerin korkmadan kent merkezindeki iş yerlerine evlere dadandıklarını aktarmıştık.

Oysa, iş o kadar çığırından çıkmış ki, dün ayrıca iş yerlerinin dışta kalan sargılı elektrik yüklü kablolarını, klima bağlantı kablolarını, kamera hatlarını, belediyeye ait altgeçit tabelalarını dahi söküp götürdüklerini de öğrendik.

Bununla da yetinmeyen hırsızların, son dönemde yollardaki altyapı giderlerinin mazgal ızgaralarını, pazar yerlerindeki su gider ızgaralarını da çaldıkları belirtiliyor.

İnşaat malzemelerindeki artışın ardından, hurdanın da değerlendiğini biliyoruz.

Çalıntı kamu mallarının götürülüp satıldığı ve paraya döndürüldüğü yerlerin de sıkı takibe alınması gerektiğini düşünüyoruz.

Zira, yollardaki gider mazgal ızgaralarının demir ve döküm haliyle iyi para yaptığı biliniyor. Keza, çareyi plastik ızgarada bulan Bursa Seyyar Pazarcılar Odası’nın son çözümü de fayda etmemiş. Pazaryerlerindeki plastik mazgalların da çalınıp satıldığı dillendiriliyor.

Bütün bunlar; yaşanan ekonomik tablonun olumsuz bir yansıması olarak toplumsal sıkıntıyı işaret ediyor.

Şehirde hırsızlık girişimlerinin önüne geçilemiyorsa, hepimize görev düşüyor. Bu konuda güvenlik güçlerimize destek olmak zorundayız. Gördüğümüz, şüphelendiğimiz her şeyi onlara aktarmalıyız.

İyilik havuzuna bir damla

Nazim Gökçe yıllardır sokaklardan pet şişe kapağı toplayıp ihtiyaç sahibi ailelerin imdadına koşuyor.

Bu özelliğiyle şimdiye dek milyon adedi aşan mavi kapak toplayıp, sattı, engelliler başta olmak üzere çeşitli STK’lara ve ihtiyaç sahibi ailelere destek oldu. Destek olduğu isimler arasında SMA Tip 3 Hastası Sefa Bebek de var.

Bu durumu köşemize taşıyıp, ayın vatandaşı ilan edilmesi için teklif ettiğimizde Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı hiç tereddüt etmeden, uyguladığı sosyal sorumluluk projeleriyle Gökçe’yi ‘ayın vatandaşı’ seçmişti.

Dün, Gökçe’yi Çiftehavuzlar’da yüz binlerce kapak topladığı evinde ziyaret ettik.

‘İyilik havuzuna bir damla da bizden olsun’ diyerek kendi içtiğimiz pet şişe sularının kapaklarını atmayıp, biriktirdik ve götürüp Gökçe’ye teslim ettik.

Çok duygulandı.

Pet şişe kapaklarından sadece Sefa bebeğin tedavi için başlatılan yardım kampanyasına 50 bin liralık katkı sağladığını anlattı. Çabasına Bursa’dan çok destek gördüğünü dile getirdi. Tek sitemi hemşehrilerineydi.

Gökçe sadece kapak toplamıyor, kağıt, karton da satıyor. Ayrıca sokaklara atılan plastik bağlantı elemanlarıyla da çantalar örüp gelir elde ediyor. Bu yönüyle çevreye de hizmet etmiş oluyor.

Evinin çatısındaki duttan tadarken, kurduğu yağmursuyu değerlendirme sistemini de fark ettik. Gökçe, günümüzün büyük sıkıntısı olan susuzluk için kendi çapınca bir yöntem bulmuş. Çatıdan inen yağmur sularını bidonları toplayıp, bitki sulama ve temizlikte değerlendiriyor.

Bütün bunlar örnek alınası güzel hareketler.

Sıradan bir yurttaşımız, hemşehrimiz kendince sosyal sorumluluk projeleri geliştirirken, çevreye de faydalı oluyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X