Yerel yönetimlerde bürokratlık yapmak cambazın ip üstünde yürümesi gibi bir şeydir.
Çok başarılı bile olsanız bir an dengeyi kaybedip, düşme olasılığınızı yüksektir.
Seçilmiş belediye başkanı ile çok yakın bir ilişkiniz de olsa hemen her bürokrat bir gün kenara çekilmeye, kızağa alınmaya mahkumdur. Bazen belediye başkanları işlerin yürümesi adına da buna ihtiyaç duyabilirler.
Bursa belediyelerinden geçmişte bunların çok örneklerine tanık olduk.
Halen de olmuyor değil.
Eğer siyaset kurumu olan belediyelerde herhangi bir müdürlüğün başında yöneticiyseniz, sarı zarf her an kapınızı çalabilir. Siz de bir gün muhakkak merkez valiliğini tadabilirsiniz. Yasa ve yönetmeliklere aykırı bulup geri çevirdiğiniz bir evrak, istek, telefonda olumsuz yanıt verdiğiniz bir siyasi sizin bürokrasi kariyerinizin sonu olabilir.
Fakat, yılmayıp görevden alınmayı dava edenler de çoktur. Kimileri ise sineye çekip kabullenir. Çünkü onlar bilirler ki, bir gün kendilerine kenara çekenler de partisi ya da halk tarafından kızağa çekilmeye mahkûmdurlar.
Onlar dava kazansalar, yargı kararıyla göreve iade edilseler de sarı zarf peşlerini bırakmaz. Bazen taşra ilçelerine geçici göreve de gidebilir, terminalden içeriye giren çıkan otobüsleri, kimi zaman da karayolu ve otoyollardan geçen araçları saymakla görevlendirilirler.
Bu girişin ardında bir başarı öyküsünü size aktarmak istiyoruz.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde geçmişte ulaşım ve trafik alanında önemli işlere imza atmış ve merkeze alınmış eski bir bürokrat olan Cevat Eriş, kızağa çekildiği dönemlerde başladığı hukuk eğitimin tamamlayıp avukat olmuş.
Şimdi emekli eski bir bürokrat olarak Bursa’da avukat dostunun yanında staj yapıyor. Sonrasında da kente hukukçu olarak hizmet edecek.
Hayatta pes etmemek gerekiyor.
Sizle çalışmayı reddeden, kendi kadrosunu kuran siyasi iradeye karşı yapılabilecek başka şeylerin de olduğunu düşünüyoruz.
Siz de okuyup, gençlere örnek olunabilecek başarı öyküleri yazabilirsiniz.
Çünkü; belediyelerde bürokrat olmak gerçekten zordur.
Belgelik zenginleşiyor
Belediyelerimizin kültür ve edebiyat dünyasına bıraktıkları eserler hep ilgimizi çekmiştir. Bursa’ya dair ne varsa kitaba döken belediyelerimizi ilgiyle izliyoruz.
Önceki gün yoğunluktan yazamadık.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürlüğü’nde bir tören vardı. Törene Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da katıldı. Turizm rehberi Ömer Kaptan’ın Bursa için hazırladığı iki eserin tanıtımını takip ettik.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki o törende Kaptan’ın, “Bursa Kitabeleri” ve “Uludağ’ın Kadim Tarihi” adlı eserleri Bursa belgeliğinde yerini aldı.
Başkan Alinur Aktaş eserlerle Bursa’nın tarihine sahip çıkmak ve onları koruyup geleceğe taşımak için çalıştıklarına değindi. Yazar Kaptan da hem Bursa Kitabeleri hem de Uludağ’ın tarihinin kitaplaştırılmasına verdiği destek dolayısıyla Aktaş’a teşekkür etti.
İki eseri de inceledik.
Bursa’nın zenginliklerine bu kitaplarla yeni iki halka daha katılmış oldu. Kitaplara Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesinden de ulaşılabilecek.
Macera Bursa’ya dışarıdan yiyecek getirmek niye yasak?
Dün bu sütunlardan şehrimize kazandırılan Macera Bursa Park’a ilişkin görüşlerimizi aktarmıştık.
Okurumuz Emrah Yar gönderdiği iletiyle, buraya giderken yanında yiyecek içecek getirmeleri ve kendi sandalyeleri ile çimlerin üzerinde oturmalarının yasaklandığını aktardı.
Bu yüzden de dünkü yazımızdaki başlıkta vurguladığımız gibi, ‘mutlu olmadıklarını’ ifade etmiş.
Okurumuz, “Macera parkı yazınızı okudum. Size bir bilgi vermek istiyorum. Artık bu parkta mutlu değiliz. Çünkü; Macera Parkı’na önceden gider, sandalye masamıza koyar, birşeyler yer içerdik, güzel vakit geçirirdik. Osmangazi Belediyesi aldığı kararla bankların dışında yerlere sandalye koyup oturmayı, dışardan yiyecek içecek getirip, yemeyi yasaklamış. Yaz sezonunda çok fazla talep olan bu alanda insanları banklara mecbur bırakmak, yeme içmeyi yasaklamak Osmangazi Belediyesi’ne yakışmadı” demiş.
Toplumun genelinin faydalandığı bu tür yerleri koruma adına konan kurallar çok yadırganmamalı.
Osmangazi Belediyesi’nin muhakkak bir olumsuz deneyim sonrası böylesi bir karar aldığını düşünüyoruz.
Ziraa, buranın korunup kollanması, gelecek kuşaklara da taşınması gerek.
Yiyecek yasağı bizce de doğru olmamış.
Vatandaşı sadece kafeteryaya yönlendirmek burada başka sorunlara yol açabilir.