Türkiye dev projelerini bir bir tamamlıyor.

Buna son halka olarak İzmit Körfezi üzerindeki Osmangazi Köprüsü eklendi.

Bin 550 metreyi bulan orta açıklıkla dünyanın 4. en büyük köprüsü olma özelliğine sahip Osmangazi’nin yapımı 3 yılda tamamlandı.

Görkemli yapıt, önceki akşam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım‘ın katıldığı törenle hizmete açıldı.

39 ay gibi kısa sürede, 8 bin çalışanla tamamlanan bu dev eser, Türkiye’nin bugün ulaştığı ekonomik büyüklüğünün de bir göstergesi.

Yap-işlet-devret modeliyle Otoyol AŞ‘nin üstlendiği köprüde iki yıl önce televizyon programı çekimleri yapmıştık.

Daha 252 mertelik kulelerin su yüzeyine yeni yeni çıkmaya başladığı dönemde köprü şantiyesinde hummalı bir çalışma vardı.

O vakit mikrofon tutuğumuz yerli yabancı köprü çalışanlarına şunu sormuştuk.

“Türkiye’nin böylesi devasa bir eserinde çalışıyor olmak sizde nasıl bir duygu oluşturuyor.”

Hemen hepsi, çok gurur duyduklarını, gelecekte torunlarına Körfez’deki köprünün yapımında kendilerinin de emekleri bulunduğunu anlatacaklarını aktarmışlardı.

Dün sosyal medyada gözümüze çarpan bir paylaşımda, gazete manşetlerinin İstanbul‘daki Atatürk Havalimanı saldırısı acısına rağmen, Osmangazi Köprüsü açılış töreni haberleriyle kaplandığını eleştirenler vardı.

Elbette saldırının acısı yürekmlerimizin derinlerinde dinmeyecek.

Masum yurttaşlarımızın, yabancı konuklarımızın havalimanı girişinde hunharca katledilişlerini unutacak değiliz.

Fakat, Türkiye böylesi bir eseri açarken de mütevazi davranmayacak.

Sadece iki kenti değil, otoban ile birlite uğrak yaptığı birden çok yerleşimi her anlamda etkileyecek bir eserin hizmete alınıyor olmasını gazeteler, televizyonlar habercilik refleksiyle tabii ki manşet yapacaklardır.

Bundan doğal bir şey olamaz.

Asıl normal olmayan, böylesi bir eserin hizmete girmesine sevinememektir.

Sevinmeyenlerin, mevcut siyasi iktidara duydukları kin ve hınçın esiri olduğunu düşünüyoruz.
Yoksa bugün iş başında olan hiç kimse yapılan, ülkeye kazandırılan eseri cebine koyup evine götürmeyecektir.

İstanbul’dan başlayıp, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Manisa ve İzmir‘i hatta, Ege’nin ve Marmara’nın diğer bütün kentlerini yakından ilgilendiren bir eserin devreye alınması Türkiye’nin bundan sonraki gelişimini daha da hızlandıracaktır.

Nitekim, köprü ve otoban güzergâhındaki toprak parçalarının değeri beklenenin çok üstünde artmıştır.

Bu sayede limanlara, sınırlara ulaşım kolaylaşacak, sanayici de bundan olumlu anlamda direkt etkilenecektir.

Mesafeler kısalacak, ulaşımın kalitesi artacak, zamandan ve nakitten tasarruf sağlanacaktır.

Vaktin nakit olduğu bir dönemde yaşıyoruz.

İstanbul-İzmir arasını 3,5 saate,Bursa-İstanbul arasını 40 dakikaya indiren bir projeyi sırf Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti karşıtlığıyla itibarsızlaştırmaya, küçümsemeye kalkanlar bilmeliler ki, bu eserler Türkiye’nin malı.

Türk halkının refahı, gelişimi, zenginleşmesi için yapılıyor, yapılmaya da devam edilecek.

Keşke her dönemde böylesi eserlerimizin sayısı artırılabilmiş olsa.

Osmangazi Köprüsü ve İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu bir medeniyet ve kalkınma projesidir.

Geçtiği her yeri ihya edecek, etkileyecek, kalkındıracak bir yapıtın devreye alınmasından bu ülkeyi seven bir yurttaş olarak biz de son derece gurur duyuyoruz.

Yapımda emeği geçen herkese bu vesileyle bir kez daha şükanlarımızı sunuyoruz.

Memleketimize hayırlı olsun.