İhsan Aydın
İhsan Aydın

Sefer iptalleri BUDO’daki sürdürebilirliği zora sokar

Köşe Yazısını Dinle

Son iki haftadır İstanbul’a gitmek için Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraki BURULAŞ’ın deniz otobüsü işletmesi BUDO’da elektronik bilet aldık. Fakat, ikisinde de akşam hemen aynı saatlerde gelen mesajla olumsuz hava koşulları nedeniyle seferlerin iptal edildiği bildirildi.

Değişen ve riskli hava koşulları için söylenebilecek bir şey olmaz ama hemen bitişikteki diğer özel şirket bundan etkilenmeden yolcu taşımaya devam ediyor.

BUDO bu işe girmişse, bir kamu fayda kuruluşu olarak her türlü hava koşullarına dayanıklı deniz araçlarına da sahip olmak durumunda. Tabii ki, bu işi sürdürmek istiyorsa.

Her ay onlarca sefer iptaliyle karşı karşıya kalan bir işletmenin ayakta kalması mümkün mü? Buranın sabit giderleri nasıl karşılanacak? En ufak bir meteorolojik değişimde seferleri tümden iptal etmek bu işletmenin ayakta kalmasını da zorlaştırıyordur. Kamunun, belediyelerin deniz taşımacılığında ne işi var diye düşünenler olabilir. Eğer bu şirket olmasa idi, Marmara denizinde Bursalılar İstanbul’un dayatmalarıyla daha fazla karşılaşabilirdi.

BUDO sefer iptalleriyle uzun süre ayakta kalamaz. Kalsa da zarar hanesini büyütür. Bir gün gelir, ‘zarar büyük, bu işten çekilelim’ diyenler de çıkabilir.

Burayı ayakta tutmak için yapılabilecek bir şeyler olduğunu düşünenlerdeniz. Hava koşulları nedeniyle sefer iptal edilirken, rakip şirket aynı şartlarda yolcu taşımaya ve para kazanmaya devam ediyorsa, o vakit işletme modelini de yönetimini de gözden geçirmek gerekecektir.

Örneğin; biz bundan sonra hava şartlarındaki en ufak bir değişimde burayı tercih etmeme gibi bir düşünce içerisine girdik. Bu hisse herkes kapılırsa, o vakit kapıya kilit vurmak durumunda kalınabilir. Bundan zararlı çıkanlar Bursalılar olacaktır.

Bize göre BUDO, Bursa ve Bursalıların deniz yolcu taşımacılığındaki alternatif ve sigortasıdır. Burayı sürdürülebilir kılmak ve diğer tekellere vatandaşı mecbur bırakmamak için yaşatılmalı, zor iklim koşullarına dayanıklı, devasa araçlara da sahip olunmalı.

Bursa’nın o gücünün olduğuna inanıyoruz.

 

Seçmeni etkileyen projeler olacak mı?

Elbette hepimizin bir siyasal tercihi var. Kimilerimiz sırf bu yüzden hiç bir şeyi sorgulamadan gidip o düşüncenin partisi ve adayına oyumuzu atıyoruz. Tercihimizi, dünya görüşümüz ve buna en yakın siyasal hareketten yana kullanıyoruz.

Sırf proje ve vaatleriyle, uygulama ve davranışlarıyla seçmeni etkileyen adaylar, liderler de var . Önümüzdeki yerel seçimde seçmenin acaba ne kadarı, kentleri yönetmeye istekli olan adayların projelerinden etkilenip, tercihlerinde yön değiştirir?

Mesela, bir şehrin geleceği için çok elzem projeyi vaat ederlerse yerel seçimdeki oy tercihlerimiz değişir mi?

Şehirlerimizin çok büyük problemleri var. Her şehrin öncelikleri farklı. Bize göre, şehirlerimizin bugün için en öncelikli sorunlarından biri kentsel dönüşümdür. Bunun için gerçekçi, uygulanabilir ve kısa sürede daha fazla konutu dönüştürecek ve yurttaşlarımızın hayatlarını kurtaracak projeleri vaat edenler öne çıkmalı.

Şehirlerimiz dayanıksız, gelişigüzel inşaa edilmiş ve mühendis denetimsiz yapılardan arındırılmalı. Modern kentleşme ve yapılaşma neyi gerektiriyorsa uygulanmalı.

Yerel seçimde adaylarımız, hayalperest değil, ayağı yere basan ve kaynak sorunu bulunmayan projeler ortaya sunmalı.

 

Çok partimiz var ama seçim yine çift kutuplu yarışa mı dönüşecek? 

İttifaklarla siyasi partilerin güçlerini birleştirip, genel ve yerelde daha fazla sandalyeye sahip olduklarını görüyoruz. Bunu son genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yaşadık.

Hatta, 2019 yerel seçimlerinde çoklu ittifakla muhalefetin, İstanbul ve Ankara gibi metropolleri iktidar partisinin elinden aldığı da biliniyor. 31 Mart’taki yerel seçimde de böyle bir girişim muhtemel. Muhalefetin İYİ Parti’siz bunu bir kez daha başarması mümkün mü?

Çoklu ittifaktan kopan İYİ Parti’nin nasıl bir rota izleyeceği de meçhul. Muhalefetin, iktidarın elindeki kentleri kazanabilme adına yine hamle yaptığı biliniyor. Aynı şekilde, iktidar partisi de kimi kentlerde birlikte hareket ettiği partilerle işbirliği arayışlarını sürdürüyor. Bütün bu girişimler, 31 Mart seçimlerinde de iddialı adayların rekabetini değil, çift kutuplu bir yarışı işaret ediyor.

Halkın tüm kesimlerinden oy alabilecek isim arayışlarının geri planda olduğu bir süreç yaşanıyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X