Türkiye, başlıkta da belirttiğimiz gibi, dün sabaha tarihinin en büyük yer sarsıntısı ile uyandı. Kahramanmaraş merkezli 10 ili kapsayan, sınırlarımızın dibindeki Suriye, Mısır ve Lübnan’ı da etkileyen fay kırılması sonucu yüzlerce insanımız şu an enkaz altında.
Yazımızı tamamladığımız saatlerde can kaybı bini aşmıştı. Felaketin daha da büyümesinden ve ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Ülkemiz, bu denli büyük ve geniş coğrafyayı etkileyen depremin şokunu yaşıyor. İçişleri Bakanlığı, dış yardım çağrısını da içeren 4. seviye alarm ilan etti.
Türkiye’nin acısı büyük.
Gözyaşları, telaş, endişe, enkazdan kurtarılanların verdiği sevinç birbirine karıştı.
Acılar coğrafyası ülkemiz, kış ortasında yeni büyük bir dramla karşı karşıya. Türkiye depreme müdahale konusunda acı tecrübeleri bulunan bir ülke. Fakat, yaşadığımız felaket bu tecrübenin çok üstünde, daha vahim bir tablo çıkarıyor karşımıza.
Dolayısıyla, depremin yaşattığı acı tabloyu ortadan kaldırmak zaman alacak. Enkaz altında ulaşılabilen, kurtarılmayı bekleyenleri ise soğuk hava koşulları da vuracak.
Türkiye’nin yaşadığı tarifi imkansız acı, geride çok büyük aile dramları bırakacak. Anne babasını, yavrusunu kaybedenler, yetim, dul, öksüz kalanlar, eşini kaybedenlerin oluşturduğu büyük acıları hafifletmek kolay olmayacak.
Hep yazıp çiziyoruz.
Türkiye dev faylar üzerinde kurulu bir deprem ülkesi. Şehirlerimiz, yerleşimlerimiz büyük ölçüde bu faylar üzerine inşaa edilmiş. Yapı stoğumuzu zemin koşullarına uygun hale getirme mecburiyetimiz var. Bu yönde atılan adımlardan, çıkarılan yasa ve yönetmeliklerden ne yazık ki, çok mesafe alınamadı.
Yeni teknolojik koşullara göre inşaa edilenler için söylenebilecek bir şeyimiz yok ama Türkiye’nin milyonlarca yapısı yenilenmeyi bekliyor. Üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın risklerine rağmen ne hazindir ki, bireysel tedbirlerimizi almaktan, yaşadığımız konutları sağlamlaştırmaktan, yenilemekten de kaçınıyoruz.
Oysa, 1999’daki büyük Körfez Depremi sonrası önümüzde büyük bir zaman vardı.
Son sarsıntı, akılları başa toplar mı bilmiyoruz ama Türkiye çürük yapı stoku gerçeği ile yüzleşmek zorunda.
Aksi halde, Kahramanmaraş merkezli son büyük yıkımın yenilerinin başka yerleşimlerimizde de yaşanmayacağı garanti değil.
Türkiye seferber oldu
Ülkemiz, meydana gelen her afet sonrası büyük bir dayanışma örneği sergiliyor. Devletimiz büyük ama buna toplum desteği de şart. Devlet millet kaynaşmasının en büyük örneklerini görebiliyoruz.
Bu defa artık dış yardıma da ihtiyaç var.
Elbette ülkemizin tüm belediyeleri deprem bölgesine yardıma koşmak için harekete geçtiler. İrili ufaklı, kıt kaynaklara sahip belediyelerimiz dahi ekiplerini hazırlayıp, felaket bölgesine sevk etti. Bu gerçekten büyük bir dayanışma ruhu. AFAD başta olmak üzere büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri, arama kurtarma dernekleri, Kızılay, TSK ve sivil yurttaşlar enkaz altında sağ olarak kurtarılmayı bekleyenler için ağır kış koşulların rağmen büyük çaba sarf ediyorlar.
Ülkemize yardım göndereceğini açıklayan ülkeler de var. NATO’nun da devreye girdiği görülüyor. Ülkemiz uluslararası dayanışma tekliflerini de almaya başladı. Bütün bunlar acıları hafifletme ve bir yurttaşımızı daha canlı kurtarabilmek için hepimize umut veriyor.
STK’lar kampanya başlattı
Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş depreminin acılarını hafifletmek için ülkemizin dört bir yanındaki sivil toplum örgütleri de harekete geçti. Herkes karınca kararınca afet bölgesine ulaştırılacak malzemeler topluyor. Bursa’da da bu konuda başta belediyelerimizi ve kaymakamlık sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız harekete geçtiler.
Bursa Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçelerde de yoğun bir malzeme toplama kampanyaları var. Bu kapsamda Bursa’nın en büyük STK’larından BALGÖÇ de ayni yardım toplamaya başladı. Osmangazi Muhtarlar Derneği de başlatılan yardım kampanyasına 5 bin liralık katkı yaptı. BTSO bölgeye yardıma hazır olduğunu duyurdu.
Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye acıları sarmak için büyük bir hazırlık yapıyor. Kurtarma faaliyetleri ile birlikte bölge insanının ihtiyaçlarının karşılanması için de devlet millet dayanışması sergileniyor. Ülkemizin en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm STK’larının da bu konuda harekete geçeceklerini düşünüyoruz. Nitekim, özel sektörden de, ‘iş makinası ve kamyon desteğine hazırız’ teklifleri var.
Bütün bunlar, Türk milletinin zor zamanında nasıl dayanışma ruhu sergilediğinin en güzel örnekleri.
Allah ülkemizi daha büyük felaketlerden korusun.
Depremde hayatını yitiren ve inşaallah şehadet mertebesine ulaşan insanalrımıza yüce rabbimden rahmet,yaralılara acil şifalar ve kurtarılmayı bekleyen mağdurlarada acil kurtulmalarını nasip etmesini niyaz ediyorum.
17 AĞUSTOS Marmara depreminden sonra yien daldık gaflete,para uğruna çürük binalara verdik para için KAT MÜLKİYETİ TAPUSU veya rant uğruna dönüşümün gerçek yerler,binalar yerine daha sonra yapılması gereken yapıalra kaydık.
Allah CC. bzi sebepler perdesi ile imtihanını yapyor.HZ.Muhammed SAV.bİR MÜ’MİN AYNI DELİKTEN YILANA ÜÇ DEFA ISIRTMAZ,DERKEN AYNI HATAYI TEKRARLAMAMIZ İÇİN İKAZ EDİYOR.
Ülkemiz fayların üzerinde ve her ay deprem olan bir ülke.