Avrupa’nın en pahalı 6. ligiyiz. TFF maddi manevi desteğini veriyor, tüm imkanlarını sunuyor.
UEFA Hakem Konvansiyonu’na üyeyiz. Yurt dışından eğitmenler geliyor, gidiyor. Futbol hakemliğinde yaşanan tüm gelişmeleri anında alan ve uygulayan dünya markası olmuş Cüneyt Çakır gibi bir isme sahipsin. Her geçen gün başarı çıtasının yükselmesi gerekirken yaşanan hakem skandallarından ve en önemlisi hakemliğimizin kalitesiz yönetilmesinden dolayı çıta kırıldı.
Ligin ilk yarısında, 14. Hafta’da oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçını kim yönetmiş? Bülent Yıldırım.
Peki… Çok mu başarılı bir maç yönetmiş? Yooo….
Marcelo kaleci Harun’un ayağına kramponları ile basmış net kırmızı kart olması gerekirken ihraç olmamış oyunda kalmış.
Beşiktaş lehine verilen ilk penaltı sıkıntılı, kabul görmemiş.
Merter ihraç olması gerekirken sarı kartla kurtulmuş.
Daha neler var neler! Hakem sanki çok başarılı, müthiş bir maç yönetmiş ve aranılan hakem miş gibi mevcut MHK ligin ikinci yarısında ki Bursa-Beşiktaş maçına yine aynı hakemi, Bülent Yıldırım’ı atıyor! Şaka gibi…
Kaldı ki aynı Bülent Yıldırım 28. Hafta’da yönettiği Ç.Rize-Başakşehir maçında uzatma dakikalarında verdiği biri kabul görmeyen diğeri uydurma penaltılarından dolayı 3 haftadır cezalı olduğu için kızakta. Cezadan çıkmış hakeme ilk hafta verdiğin maça bak! Siz futbol ailesi ile dalga mı geçiyorsunuz? Bu atamanın karşılığı hiç bir çağdaş kriteri olmayan kurumsal hafızası olmayan hakemliğimizin kalitesiz yönetim anlayışı değildir de nedir?
Futbolumuzun marka değerini böyle mi koruyacağız? TFF’ye de takımlara da futbol severlere de hakemlere de yazık ettiğinizin farkında mısınız?
Çok değerli olan futbol ekonomimize yön veren futbol hakemliğimizin böylesine çağdaşlıktan uzak kalitesiz yönetiliyor olmasını görmek insanın içini acıtıyor.
Futbolumuz bu saygısızlığı sindiremez, kabul edemez. Etmemeli de…
Bülent Yıldırım kardeşim bunca yıllık hakemlik kariyerin ve donanımın var. Yakın yarınlarda hakemliğin yönetimsel bölümüne geçeceksin. Ben senin yerine olsaydım “bu maçı almıyorum” derdim. Bunu söyleme lüksün vardı. Şimdi ise tek lüksün kaldı. Adam gibi maç yönetip başarılı olmak ve alkışı almak. Canlı izleyeceğim inan bana ilk alkışlayan ben olacağım.