Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Belediyeyi kim yönetir?

Teorik olarak belediyeyi Belediye Başkanı yönetir. Pratikte öyle olmadığına dair bilgiler var. Konu hakkında kimi zaman şikâyetler de geliyor. Olması gereken bir uygulamanın yapılmadığını aksine olmaması gereken uygulamaların yapıldığını iddia eden ve şikâyetçi olanların anlattıklarını dinleyince hak veriyorsunuz.

Hiç şüphesiz görev bilinci ve sorumluluğu içinde görevini ifa eden bürokratlara bir sözümüz yok. Ama aksi anlayışa sahip olan bürokratlar var sözümüz onlara. İsim olarak kimlerin olduğunu bilmem ancak olduğuna dair çeşitli duyumlar alıyorum.

Bir gün bir belediye başkanına bu minvalde bir şeyler söyleyince başkan; “Bursa enteresan bir il. Hukuken, vicdanen olması gereken bir iş, uygulama, her nasılsa olamıyor. Kim nerede nasıl müdahale ediyor anlamış değilim.”

Belediyeler özerk kurumlardır ve siyasetin ağırlığı her zaman hissedilir. Gerçek anlamda başkanlık sistemi belediye yönetiminde vuku bulur. Bu hususu Belediye Başkanı da bürokrasi de bilmek zorundadır. Taraflardan biri bu gerçeği göz ardı ederse orada çalışma ahengi olmaz.

Bu hususlara en çok dikkat etmesi gerekenler belediye başkanlarıdır. Çünkü şehrin halkına karşı onlar sorumludur. Yarın hesabı onlar verecektir. Bürokrasinin böyle bir sorumluluğu ve bu anlamda bir derdi yoktur.

Velhasıl belediye başkanlarının işleri hiç de kolay değil. Bürokratın doğru uygulaması Belediye Başkanına bir doğru olarak yansır ancak bürokratın bir yanlışı başkana on yanlış hatta çok daha fazlasıyla yansır. Başkan bunu böyle bilmek zorundadır. Birçok kurum kendi alanlarındaki işleri belediyelere yükler. Bu da belediyelerin işlerini çoğaltır.

Ebeveyn dernekleri

Finlandiya küçük bir ülke. Ülkenin birçok yerinde anne babalar bir araya gelip ebeveyn dernekleri kurdular ve çocukların terbiyesindeki başarısızlıkların sebebini araştırmaya ve elde ettikleri bilgileri paylaşmaya başladılar.

Eğitimde başarı elde ettikçe seviniyorlar ama bunu yeterli bulmayıp pedagogları ve psikologları da derneklerine davet ederek onların tecrübelerinden faydalanıyorlardı. Gerekçeleri açıktı: Gençlerin ruhunu bakımsız bir tarla gibi boş bırakırsanız orada sadece ısırgan otları ve dikenler gibi zararlı otlar yetişir. Gençlerin kabahati yoktu, ebeveyn nasıl yetiştirmişse karşılığını alırdı.

Anne ve babaların çocukların beynini ve ruhlarını işlemeden bırakması ne akla uyar ne de vicdana. Aslında eğitilen yalnız çocuklar değil, anne babalardır da.

Çocuklara öğütler verenler bunlara uymalıdırlar. Bir taraftan çocuklar eğitildiği gibi anne ve babaların da eğitilmesi söz konusudur ve bu dernekler sayesinde ciddi mesafeler alınmıştır.

Yalnız Bursa’da 4500 belki fazlası dernek var. Ebeveyn dernekleri niye yoktur? Hemen bu günden itibaren böyle derneklerin kurulması gerekiyor . Hatta bu gibi derneklerin teşvik dahi edilmesi gerekir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X