Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Berlin Kongresi

Köşe Yazısını Dinle

13 Haziran 1878’de oturumlarına başlayan Berlin Kongresi’nde, 13 Temmuz’da imzalanan antlaşma ile güçlü devletler, Osmanlı Devleti’ni  kendi aralarında paylaşmışlardı. Bu plan uzun süreden beri oluşturuluyordu. Bu antlaşmaya göre, Avusturya ile İngiltere tüm dilediklerini sağlamış, Rusya epey yararlar elde etmiş, Osmanlı Devleti ise Avrupa’da yaklaşık tüm topraklarını (Makedonya-Trakya dışında) kaybetmiş, kötü bir duruma düşürülmüştü.

Tüm bu gelişmelerde başrolde İngiltere vardır ve daima ikiyüzlülükle davranmış; Osmanlı’nın yüzüne gülerken onu arkasından hançerlemişti. Türkiye’yi Rusya’ya karşı kışkırtmış olan İngiltere Kıbrıs’ı ele geçirmiş, Osmanlı’nın Anadolu’daki yetkisini yıkmak tehdidinde bulunmuş, Mısır’a el koymaya çalışmış, Avusturya- Macaristan’ın Bosna-Hersek’i ele geçirmesine göz yummuştu.

Salisbury, Kıbrıs Adası’nı, Anadolu’yu yavaşça İngiliz etkisi altına alma planının başlangıcı olarak görüyordu ve Kıbrıs sözleşmesi Padişahça kabul edilmezse, Tüm Türk gücünü yıkmada Rusya ve öteki devletlerle işbirliği yapmaktan çekinmeyecekti.

Bu sırada Ermeni militanlar da rahat durmuyor, İngiliz yönetimine dilekçeler göndererek onun desteğini sağlamaya çalışıyorlardı. 17 Mart’ta, İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi Layard’la görüşen Ermeni Patrik Nerses, Türk- Rus savaşında Türkleri desteklemiş olan Ermenilerin, Rusların kendilerine geniş haklar vereceğini ilan etmeleriyle, Batılı güçler Ermenilere özerklik sağlamazlarsa, tüm güçleriyle Rusya’yı destekleyecekleri ve o ülkeyle birleşecekleri uyarısında bulunmuş; Alman Şanselörü Prens Bismarck’a da bu konuda bir yazı gönderdiğini açıklamıştı.

Ancak Patrik, Aya Stefano’da (Yeşil Köy) Rusya orduları Başkomutanı Grand Dük Nicholas’la temas kurarak, Türkiye’nin doğu illerinde bağımsız bir Ermenistan kurulmasını veya bu bölgenin büsbütün Rusya’ya katılmasını dilemiş olduğunu Layard’dan gizlemişti. Ama Rusya, bağımsız veya özerk bir Ermenistan kurulursa bunun kendi Ermeni uyruklarını da harekete geçirmesi olasılığından kaygılanarak buna yanaşmamıştı.

Görüldüğü gibi, Ermeni Patriği Arşevik Nerses Vartabetyan bu düzenlerde başlıca rolü oynuyor; İngilizler ve Ruslarla entrika çeviriyordu. Tüm bu Ermeni entrikalarının sonucu olarak İngiltere Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Lord Salisbury, Berlin Antlaşması’na Ermenilerle ilgili olarak, daha sonra 61. Maddesini oluşturacak olan şu maddenin konmasını önermiş ve bunu kabullendirmişti:

“Madde 61: Babıâli, Ermenilerin yaşadığı illerde yerel gereksinimlerin gerektirdiği devrimleri vakit geçirmeden uygulamayı ve Çerkezlerle Kürtlere karşı Ermenilerin güvenliğini sağlamayı üstlenir. Babıâli, belirli zamanlarda, bu konuda almış olduğu önlemler hakkında Güçlü Devletlere bilgi verecek ve bu devletler, devrimlerin uygulanmasını denetleyeceklerdir.”

Görüldüğü gibi, Güçlü Devletler, Berlin Antlaşması’yla Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma hakkını sağlamışlardı. Ancak Ermeniler bu antlaşmadan memnun olmamış ve savaşımlarını sürdürmek tehdidinde bulunmuşlardı.

Böylelikle Türkiye’yi bölme çabalarında İngiltere ile Rusya’ya alet olan Ermeniler hüsrana uğramışlardı.

Salahi R.Sonyel/Gizli Belgelerde Osmanlı devletinin Son Dönemi ve Türkiye’yi Bölme Çabaları/Kaynak Yayınları.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X