Çağımızın en önemli bir özelliği de nasihat kültürünün kaybolmasıdır. Günümüzde nasihat ne verilir ne de dinlenir bir haldedir.
Sözlükler nasihat(öğüt) kelimesine “ tavsiye, akıl öğretme, yol gösterme, hatırlatma, ikaz etme ve tembih” gibi anlamlar vermektedir. Arapça kökenli kelime ayrıca” samimi davranma, halis ve temiz” gibi anlamlara da gelmektedir.
Nasihat iyiliği teşvik ve kötülükten sakındırmak veya başkasının hata ve kusurlarını göstermek için çaba sarf etmektir.
Gerçek dostluğun ve muhatabına olan sevgi ve şefkatin göstergesi kabul edilir. Nasihat eden kişi genellikle bilgi ve tecrübe sahibi ama yaptırım gücü olmayan biridir ve sahip olduğu bilgi ve olgunluğun gücüne dayanarak tavsiyelerde bulunur. Bilgi ve hikmet sahipleri, tecrübeli devlet adamları ve güngörmüş yaşlılar tavsiye veya ikaz etmeyi manevi veya vicdani bir sorumluluk olarak üstlenir.
Nasihate muhatap olanlar genellikle tecrübesiz, yeni yetişme çağında olan oğullar, kızlar, öğrenciler, çıraklar, hayata yeni atılanlar hatta neredeyse herkes. Çünkü nasihat öğretidir.
Kelimenin bir başka ve daha çok kabul gören anlamı ise” dürüst” olmaktır. Dinin esası nasihattir/dürüstlüktür. Dürüst olmak ve dürüst kalabilmenin esası yalan söylememektir. İnsanlara dürüst olmayı tavsiye etmek gerekir amma… bu tavsiyeyi yapacak olanın dürüst olması esastır.
Bütün kültürlerde, özellikle kadim toplumların yaşam tarzında nasihat etme ve tecrübe aktarma davranışına rastlanır. Özellikle İslam dünyasında bu yaklaşım oldukça yaygın bir gelenek oluşturmuştur.
Kökleri Kur’an-ı Kerim’e ve sahih hadis-i şeriflere uzanan nasihat ve nasihatnameler ilhamını dinden alır ve geniş İslam coğrafyasında kadim bir gelenek oluşturur. Kur’an-ı Kerim’in bizatihi kendisi insanlara Cenab-ı Hakkın bir “ güzel öğüdü” olarak gönderilmiştir. Hz.Peygamber de bu güzel öğüdü eksiksiz yaşamıştır.
Günümüzde her şey para olduğu için nasihatin alıcısı yoktur. Birine, genç orta yaşlı fark etmiyor nasihat etmeye çalıştığınızda alacağınız cevap; “ akıl vermeyi bırak para ver” olacaktır. Artık nasihat kavramı sözlükteki anlamını yitirmiştir.
İslam düşünce ve ahlak sistemi içinde erdem, ancak dinin hükümlerini kapsayan nasihat ile elde edilir. Çünkü din nasihattir. Gel gelelim din bugün tanınmaz hale gelmiştir. Muhammed İkbal boşuna dememiş: Kaç Müslümanlardan sığın Müslümanlığa.”
Kaçımız bize anlamamız için gönderilen ilahi mesajı- Kur’an-ı anlayarak okuduk. Kaçımız Hz. Peygamber’in hayatını okuduk. İslam dünyasının şimdiki nesli Arjantin, Brezilya, Almanya vd. Milli futbol takımı oyuncularını ismen eksiksiz sayarlar ama Hz. Muhammed’i bilmezler. Sıkıntı büyük. Yeni nesiller nasihati televizyon ve cep telefonlarından alıyorlar.
Çocuklar bizim olmaktan çıkıyor, küresel kapitalizmin etkisi altında yabancılaşıyorlar.