İkra, Kur’an için inen ayetlerin ilk beşinin de yer aldığı, yani yüce Allah’ın son peygamberi vasıtasıyla gönderdiği, ilk emirlerinin bulunduğu suredir. İkra, en basit şekliyle “oku” olarak anlaşılabilir. Bu emir Hz Peygamber’e gelince şaşırdı ve Cebrail’e ne okuyacağını sordu. Oku; evreni oku, insanı oku.
Oku çok geniş anlamlıdır ve “oku; çağır, davet et, düşün, anla, bilgilen, yay, kaleme al, bilgilendir” emir veya söylemlerinin hepsini kapsamaktadır. Fakat maalesef, gerek ülkemizde, gerekse dünyanın her tarafında Allah’a inananların çoğunluğu, ne yazık ki, Allah’a ve onun dini İslam’a çok bağlı olduklarını her fırsatta tekrarladıkları halde bu ilk emri yerine getirmemekte, okumak, anlamak, düşünmek, ve uygulamak yerine kulaktan kulağa aktarma yoluyla ve soru cevapla dinlerini öğrenmeye çalışmaktadırlar. Yani nakli öğrenme yöntemi.
Neyzen Tevfik: “Allahım; birçok yerler gezdim, birçok insanlar tanıdım/ Hepsi senin varlığından, birliğinden, ululuğundan bahsediyorlardı…/ Ama heyhat! Hiçbiri seni tanımıyordu…” boşuna dememiş.
Müslümanlar düşünce sefaletine düştükleri günlere kadar Kur’an hep dirilerin kitabı idi. O hep dirilerin üzerlerine, zihinlerine, akıllarına okunuyordu. Bugün ise Kur’an şehirlerden, medeniyetten ve gerçek hayattan uzaklaştırılarak kabristanlara hapsedilmiş durumdadır. Bunun izahı nasıl olacak? Bu durum kesinlikle akılla, fikirle ve hatta iyi niyetle açıklanabilecek gibi değil.
Bugün Kur’an’ın ölülere okunması meselesi Müslümanların hayatlarında ve dini düşünce sistemlerinde ciddi problemlere sebep olan bir konudur. Çünkü Müslüman halkların büyük bir bölümü Kur’an’ın bir hayat kitabı olduğu gerçeğini önemsememekte ve sadece ölüler arkasında okunacak ya da okutulacak bir kitap durumuna getirmiş bulunmaktadır. Hatta Kur’an’ın bir anlamının olduğundan bile habersizdirler. Onu sadece sevap için hiç anlamadan düşünmeden okuyorlar ve dinliyorlar. Bu işlerden geçinenler de var o da ayrı sorun ve üzüntü.
Kur’an ölülerin arkasından okunmak ve dünyalık elde etmek için değil, Ona uyulmak ve amel edilmek için inmiştir:
“Hiç farkında değilken ansızın size azap gelmeden ve kişi, ‘Beni Allah’tan uzaklaştıran aracılar edindiğim ve alay edenlerden olduğum için yazıklar olsun bana!’ Demeden önce ya da ‘Allah bana yol gösterseydi şuurlu davrananlardan olurdum’ ya da ‘iyilik yapanlardan olsam!’ demeden önce Rabbinizden size indirilene, sözlerin en güzeline (Kur’an’a) uyun. 39/ zümer- 55-58.
O zaman yapılacak bellidir: “Kitabına uydurmak” değil, “kitaba uymak” gerekiyor:
“Ey insanlar! Rabbinizden size indirilen buyruğa uyunuz. Onun dışında kendinize veliler edinmeyiniz. Ne kadar az düşünüyor ve ne kadar az öğüt tutuyorsunuz!” 7/ Araf 3.