1908’de Meşrutiyet’in ilanı ile Türkiye’de bulunan Amerikalı misyonerlerin önündeki bütün engeller “hürriyet, eşitlik ve kardeşlik” adına birer birer ortadan kaldırılmıştı. Amerikan okulları artık Müslüman öğrencilere kapılarını ardına kadar açmış, hatta İttihat ve Terakki yönetimi masrafları devlet tarafından karşılanan öğretmen adayı bazı Müslüman Türk öğrencileri “daha iyi eğitim verildiği” düşüncesiyle Robert Kolej ve İstanbul Amerikan Kız Koleji’ne- misyonerlerin gösterdikleri tereddüde rağmen- kendi elleriyle teslim etmişlerdi.
1910 yılında Türkiye’deki Amerikalı misyonerlerin girişimi ile Columbia Üniversitesi, ertesi yıldan itibaren her sene Osmanlı Maarif Nezareti’nin belirleyeceği Osmanlı tebaasından üç gence burslu olarak kendi bünyesinde ihtisas yaptıracağını duyurmuştu. Nezaret öğrencileri bir imtihan ile belirleme kararı aldı. Çoğu gayrimüslim Osmanlı tebaası ve Darülfünun mezunu gençler imtihanlara girdi. Başlangıçta üç öğrenci alma kararı varken torpil iddiaları yüzünden bu oran beş öğrenciye çıktı ve 1911 Şubat’ında gençler Columbia Üniversitesi’ne gönderildi. Bu uygulama 1. Dünya Savaşı yılları hariç- Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar devam etti.
Amerika’ya gitmeye hak kazanan öğrenciler arasında Ahmet Emin Yalman, Ahmet Şükrü Esmer, Mehmet Zekeriya Sertel, Sabiha Zekeriya Sertel ve Turan Aziz Beler gibi Amerika dönüşü Türk basınında oldukça etkili olacak isimler de vardı.
İlk yıl seçilenler ise A.E.Yalman, A.Ş.Esmer (Prof.Dr.) Cevat Eyüp Tasmen (Türk Petrol Araştırma Müdürü), Abdullah Hamdi Toker( Elektrik Etüd İdaresi Genel Müdürü) ile Harput Amerikan Koleji ve İstanbul Hukuk Mektebi mezunu Niğdeli Nikola Agnidi adlı bir Rum genciydi.
Ahmet Emin Yalman’ın hatıralarındaki anlatımı ile Amerika’ya götürülmeleri tamamen bir misyoner projesiydi. Sık sık miyonerlerin toplantılarına katılmak zorunda bırakılmış ve baskı altına alınmışlardı. Yalman bu durumu “Fazla Porsiyon İsa” başlığı ile ifade edecekti.
Yalman’a göre kendisi ve Ahmet Şükrü Esmer yönlendirme ve organizasyon sonucu iki Amerikalının kurduğu ön hazırlık grubu olan Gönüllü Öğrenci Hareketi’nin Kansas City’de düzenlediği meşhur konferansa katılmışlardı. Burada misyoner Samuel Zwemer, “Başlıca hedfimiz Müslümanları, bilhassa Müslüman Türkleri Hz.İsa’nın yoluna çekmektir” diyerek Yalman’ın tabiriyle “ruh avcılığı” yapmış, yine onun tabiriyle dünyanın “en korkunç demagoglarından” olan bu misyonerle tanıştırmışlardı.
Peki, Amerika’ya ilk gönderilen gençlerden Ahmet Şükrü Esmer kimdir? 1893 yılında Kıbrıs Magosa’da doğar; Lefkoşa İngiliz Lisesi ile İstanbul Dârülfünunu’nu bitirir. Columbia Üniversitesi’nde hukuk ve siyasi tarih doktorası yapar. İstanbul’a döndükten sonra Vakit gazetesi adına Mudanya ve Lozan görüşmelerini takip eder. 1923’te Yalman ve Tahsin ile Vatan gazetesini çıkarır. 1925’te Vatan kapatılınca Yalman ile birlikte Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılanmış, Ankara’ya Mustafa Kemal’e çektikleri “Cumhuriyete ve rejime bağlı olduklarını” belirten telgrafın ardından serbest bırakılmışlardır. (Dr.Mehmet Uçar-Derin tarih.sayı 83