Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Sabır- Edep- Muhabbet

Köşe Yazısını Dinle

Sabır, lügat manasıyla:1-olacak ya da gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme. 2- öfke doğuracak bir şey karşısında bile öfkelenmeme durumu. 3- acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi.( Ali Püsküllüoğlu- Arkadaş Türkçe Sözlük.)

Sabır, insanın başına gelen bela ve sıkıntılara katlanması, dayanması anlamına gelir. Kur’an’da yüzden fazla yerde sabırdan türetilmiş çeşitli anlatımlar yer alır. Allah, “sabredenlerle beraber olduğunu” beyan eder. (Bakara 2/153) Asr suresinde şöyle buyrulur: 1- Asra yemin olsun ki 2- Şüphesiz insan zarardadır. 3- İman edip iyi işler yapanlar, birbirlerine doğruyu tavsiye edenler hariç. (Asr 103/2-3)

Hayat inişli çıkışlıdır. İnsanoğlu sağlık yanında hastalık, varlık yanında darlık, kolaylık yanında zorluklarla da karşılaşabilir. Bu tür hallerde zor olan sabır göstermektir. Musibetlere karşı isyana savrulan kişiler hem kendi dünyalarını karartmış olurlar, hem başkasına da zarar verirler. Kişisel bir meseleymiş gibi görünen sabır, aslında başkalarını da etkileyen ahlaki bir meseledir. Sabırlı insanlar güçlüklerle baş etmekte daha başarılı oldukları gibi çevrelerini de olumlu yönde etkilerler. Her türlü bela ve musibete, eza ve cefaya katlanma anlayışı sufiler arasında had safhaya ulaşmıştır.

Edep, insanın söz, fiil ve davranışlarını belli bir ölçü, düzen ve ahenk içinde ortaya koymasıdır. Edep ile sabır birbirini destekler mahiyettedir. Edepte sabır, sabırda edep vardır. Kişinin yaptıkları edebe uygun olduğu takdirde makul , ölçülü olur, aksi halde yapılmak istenen hayır ve iyilik maksadıyla yapılsalar bile boşa gider. Bu nedenle edep, iyi, güzel ve hayırlı işlerin ayrılmaz bir parçası dır. Davranışların ahlaki nitelik kazanması için iyi niyet ve amacın yanında doğru araç, yani nasıl yapıldığı da önemlidir. İbn Ata,” Edep, ameli güzelleştiren hususlar üzerinde durmaktadır” der.

Edebe uygun hareket etmeyen kimselerin söz veya davranışları  kaba saba ve kırıcıdır. Neyi nerede ve nasıl söyleyeceklerini veya yapacaklarını bilemedikleri için iyilik ve hayır teşebbüsleri sonuçsuz kalır. Bir kimseyi bir yanlışından dolayı uyarmaya kalksalar kalbini kırarlar, birine yardımcı olmaya çalışsalar mahcup ederler… Sufiler  tasavvuf için ahlakı, ahlak için edebi vazgeçilmez görmüşlerdir. “ Tasavvuf tümüyle edeptir” derler .

Muhabbet, sevgi demektir. Kur’an’da, müminlerin Allah’a karşı pek şiddetli sevgisinden söz eder. Sufi’lere göre insanın “Allah’ın ahlakıyla ahlaklanması” yani Allahın kulların davrandığı gibi davranması gerekir. Bir sufi; “Hak Teala’ya giden yolun aslı ve esası muhabbettir.”  Sufiler, herhangi bir çıkar veya karşılık beklentisi içinde olmaksızın sevmek gerektiğini söylerler.  Bu sevgi eza ve cefa ile azalmaz, iyilik ve ikramla çoğalmaz.

Yunus Emre şöyle der:

Dövene elsiz gerek sövene dilsiz gerek/ Derviş gönülsüz gerek sen derviş olamazsın. Gelin tanış olalım işi kolay kılalım / Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X