Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Yabancıların gözüyle Tanzimat’ın getirdikleri

Köşe Yazısını Dinle

Tanzimat’ın getirdikleri demek, Batı’dan gelen şeyler demektir. Tanzimat gerçek halk tabakasına az şey getirmiştir. Tanzimat’ın ev ve konak hayatına getirdikleri, büyük şehirlerin yüksek tabakası içindir. Gerçek halk, ev hayatında, Tanzimat’tan önceki gibi yaşamaya devam etmiştir. XX. asrın başlarında bile…

Gerard de Nerval büyük 1826 inkılabından 17 ve Tanzimat’tan sadece 4 yıl sonra şöyle yazar: “ Tanzimat, Osmanlı’ya fes giydirmiş, onu yakasına kadar düğmeli redingot içine hapsetmiştir. Türk evinin geleneksel tezyinatını da kaldırmıştır. Artık arabeskler, petek gibi işlenmiş tavanlar, stalaktitler oymalar, sedir ağacından ve işlemeli sandıklar yoktur. Bunların yerini dümdüz boyalı, silme kornişli duvarlar almıştır. Oyma panolar içinde birkaç alelade resim, birkaç saksı, bu saksılarda sarmaşıklar ve dallar… Harikulade güzel eski Türk zevki ile ilgisi, onu pek uzaktan andırmaktan ibaret bir üslup…” Şüphesiz Nerval, bir Tanzimat konağını tasvir etmiştir. Yoksa 1843’te sade Türk vatandaşının evi, üç asır önce neyse gene o idi.

Aslında ev ve konak hayatına Lale Devri’nden(1718-1730) itibaren fevkalade küçük de olsa Batı unsurları girmiştir. Bu unsurlar Nizam-ı Cedid devrinde (1789-1807) biraz artmış, 1826’dan, hele 1839 dan başlayarak fazlalaşmıştır. Fakat yine de satıhtadır. Batı mobilyası, piyano,araba, aydın ve yüksek sınıfa mahsus yeniliklerdir. Hatta muhafazakar yüksek sınıf bile, bu Batı modasına nefrete çok yakın bir duyguyla bakmaktadır. III. Selimin son yıllarına Paris Büyükelçisi iken Halet Efendi (1802-1806) bir dostuna yazdığı mektupta, Batı’ya duyulan hayranlıktan şaşkınlıkla söz eder:

“Bir gün evvel şu kafiristandan hayırlısıyla kurtulmam için dualarınızı niyaz ederim. Zira Paris’e geldik. Halkın anlatarak medh ettikleri Frengistan’ı göremedik. O tuhaf şeyler ve o akıllı Frengler hangi Avrupa’dadır bilemem… Bu halkın inandıkları bu acaip şey ki, bu kadar zamandan beri kulağımıza gelen övgülere uygun bir Frengistan bulamadık, bilakis tam tersine şahit olduk. Frengistan’ı övenlere şu soruyu sormak lazım: Sen Avrupa’ya gittin mi? Diye. “ Hayır gitmedim ama duyduklarımdan,taihinden bilirim” der ise ya eşektir, Frengler’in yazdıklarını esas alır, yada kendi özünden kopmuştur.

Tanzimat, yaşayış yanında ahlakta da bozukluklar getirmiştir. Henri Mathieu, 1857’de Türk toplumu teşebbüs kabiliyetini kaybetmiş, yorgun bir cemiyet halinde tasvir etmiştir: “ Şan ve şeref, harp ve cenk sarhoşu olan, yeryüzünde yalnız tek devlet olabileceğine inanan ve bu imanla dünyayı fethe koşan müteşebbis ve faal Türk ırkına, artık tesadüf edemezsiniz, arasanız örnek bulamazsınız. Bugünkü Türk’ün aklı fikri, çubuğunu tüttürüp hayal alemine dalmaktan ibarettir. Hareketsiz yaşayabilmekten başka tutkusu da kalmamıştır. Faaliyet ve teşebbüs sahası o derece daralmıştır ki, adeta yürümek için yaratılmamış sanılır. Bağdaş kurarak geçirdiği hayat, adeta bütün organlarını dumura uğratmıştır. Eski Türklerin muhteşem halini artık yalnız tarih kitaplarında okuyabilirsiniz…”

Mit Başkanı Niçin Sorgulanmak İstendi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın  One Minut çıkışından sonra, Mavi Marmara hadisesi yaşandı. Başta İsrail olmak üzere ABD ve AB ülkeleri topyekûn Erdoğan’ı iktidardan indirmek için faaliyete geçtiler, Fetö’yü devreye soktular.

7 Şubat 2012’de Mit  Müsteşarı Hakan Fidan Fetö’cu savcılar tarafından sorgulanmak üzere savcılığa çağrıldı. Hakan Fidan’ı hedef göstererek asıl istedikleri Erdoğan’ı devirmekti.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X