Ligde bundan sonraki bütün maçların zor geçeceğini biliyoruz artık…

Hele hele bu kadar stres yüklüyken artık sadece skora odaklanmak gerektiğini biliyoruz…

O yüzden kalan maçlarda “1-0 olsun bizim olsun” yeter ki hedefe ulaşalım…

Kalan her maç final havasında ve bir o kadar da önemli…

Altınordu maçının da aslında Giresun maçından daha zor geçmesini bekliyordum. Elbette Giresun karşısında bir eşik atlama maçı oynadık ama İzmir ekibinin de ligde herhangi bir iddiasının kalmaması ve genç oyunculardan kurulu bir ekip olması Timsah’ı en çok zorlayacak etkenlerdi. Buna bir de inanılmaz sıcak da eklenince yeşil beyazlıların işi iyice zorlaştı.

Aslında maça Bursaspor daha derli toplu başladı ama ilerleyen dakikalarda gelmeyen gol, yakalanamayan pozisyonlar takımı da strese soktu sanırım. Dakikalar ilerledikçe stresle baş edemeyen yeşil beyazlılar karşısında Altınordulu gençlerin özgüveni yerine geldi.

Altınordu, Bursaspor sahasına neredeyse elini kolunu sallaya sallaya gelirken, yeşil beyazlılar da bir o kadar zorlandı karşı sahaya gidebilmek için…

Hele hele rakibin yakaladığı fırsatlarda yine Çağlar kalesine gole kapatmasa ilkyarıda “Bizden bu kadar” demememiz işten bile değildi.

Tabii ki ilkyanının sonunda Kubilay o pozisyonu harcamasa bu sefer biz o dakikada işi bitirmiş olabilirdik.

İkinci yarıya İrfan Hoca, Seleznov hamlesiyle oyuna başlarken, aslında Ukraynalı’nın da pek bir katkısını göremedik. Hem Kubilay’ı hem Seleznov’u gördükten sonra “Acaba Ali Akman da bu şansı hak etmiyor mu?” sorusu aklımıza gelmedi değil.

Tayfur’un da kırmızı kart görmesi umutları azaltsa da 10 kişi kalan Timsah bu dakikada uyandı belki de… Bu arada Altınordulu Batuhan’a da yaşadığı talihsizlik nedeniyle geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.

Sonuçta Bursaspor 10 kişi kalsa da kritik bir sınavı daha kayıpsız atlatmayı başardı. Artık rakiplerin puan kaybını bekleyeceğiz.

Ne diyelim “Süper Lig’e kaldı 2…”