Sezon başından neredeyse ilk devrenin sonuna kadar hep konuştuk ve sorguladık. Takım neden iyi gitmiyor diye? Yorumlar yaptık, kafa yorduk. Özellikle hep, “yeni bir takım, zamana ihtiyaç var” cümlesi sığınılacak güvenli bir liman gibiydi. Ama Sercan Yıldırım tüm gerçekleri bütün çıplaklığı ile FİNAL‘de anlattı. Biz de, izleyicilerimiz gibi şaşkınlık içinde Sercan’ı dinledik. Golcü oyuncunun hedefinde Ertuğrul Sağlam vardı.

Neler demişti Sercan hatırlayalım:

-Oynayan oynamayan herkes mutsuzdu.

-İletişim sıkıntısı vardı. O köprüyü oluşturamadı.

-Kötü oynamalarına rağmen bazı oyuncularda ısrar etmesine karşın bana bir maç bile kredi vermedi.

-Beşiktaş maçı öncesinde Ertuğrul Hoca ile konuştum. Formayı hak ettiğimi de söylemişti ama kadroya bile giremedim o hafta.

-Eskişehir maçında kendisi ağladı, kadroda olmamama rağmen çok üzülmüştüm. Şampiyon kadrodan kim yuhalanırsa üzülürüm açıkçası. Demek ki herkes hak ettiği gibi yaşıyor.

-Eğer Ertuğrul Hoca kalsaydı ben devre arasında Akhisar Belediyespor’a gidecektim.

Bu sözler düşündürücü ve üzücü…

Şampiyonluk ile birlikte altın çağının yaşandığı 1.dönemden sonra dip yapılan ve kırgınlıkların duygusal kopuşun yaşandığı 2.dönem. Ertuğrul Sağlam adına üzücü. Sercan’ın iddiaları, dile getirdikleri ortada, Sağlam ise bu suçlamalar karşsında sessizliğini koruyor.

Ama şunu hep söyledim. Teşhis ve tedavi. Ertuğrul Sağlam takım için doğru teşhiste bulunamadı. Hastalığın kaynağı ortadayken o yanlış tedavide ısrar etti. 1 Hafta değil 5-6 hafta kötü oynayan oyunculara şans veripte kenarda umutsuzca forma bekleyen öğrencilerine sırtını çevirmesi en büyük yanlışı oldu. Adaletin olmadığı yerde isyan olur… Maalesef Bursa’nın bir kısmı şampiyonluk ile kendisini anarken, bir kısmı ise rahmetli İbrahim Yazıcı döneminde kulübün internet sitesinde kendisine verilen paraların açıklanması ile anıyor.