Hollanda Televizyonu’nda yayınlanan Nieuwsuur (Haber Saati) programına göre, Suriye kökenli cihatçı Abdelaziz A., Aralık 2016 ile Ocak 2018 tarihleri arasında Hollanda isthbaratına bilgi aktardı.

Suriye’de El Kaide bağlantılı rejim muhalifi örgütlerden biri olan El Nusra Cephesi’nin üst düzey yöneticisi olmakla suçlanan Abdelaziz A., 2018 yılında tutuklandı.

Gazeteci Ans Boersma’nın Türkiye tarafından sınır dışı edilmesiyle gündeme gelen Abdelaziz A., “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılanıyor.

Ekonomi gazetesi Het Financieele Dagblad’ın (FD) İstanbul muhabiri olan Boersma, savcılık tarafından cihatçı eski sevgilisinin sahte belgelerle Hollanda’ya gelişine yardım etmekle suçlanıyor.

Nieuwsuur’un haberine göre Hollanda Gizli Servisi, Abdelaziz A. ile Suudi Arabistan’a yaptığı seyahat sonrası ilişki kurdu. AIVD tarafından A.’nın Suudi Arabistan’dan 100 bin euro getireceği bilgisine ulaşıldı.

Almanya’nın Frankfurt Havalimanı’ndan Suudi Arabistan’a gidip gelen Abdelaziz A., Hollanda’ya kara yoluyla döndü. Terörle mücadele timleri, Den Bosch kenti yakınlarında Suriyeli cihatçıyı gözaltına aldı.

Ancak, istihbarat birimlerinin haberdar edildiği 100 bin euro bulunamadı. Bu süreçte Hollanda isthbaratı, muhbirlik teklif etmeden önce Suriyeli cihatçının ailesi ve yakınları ile olan konuşmalarını kaydetti.

Bu konuşmalarda Abdelaziz A.’nın, “El Nusra Cephesi’nin propaganda filmlerinde yer alıyorum” ve “Artık kadın, erkek hiçkimseyi kesmeyeyeceğim” dediği belirlendi.

Bu konuşaların kaydedilmesinden bir süre sonra AIVD ajanları Abdelaziz A.’ye. muhbirlik teklif etti.

‘Kendini kasap olarak tanıtıyordu’

Hollandalı istihbaratçılar, 2018 yılı başına kadar Suriyeli cihatçı ile en az 10 kez görüştü. AIVD tarafından Abdelaziz A.’ya bir miktar para ödendi.

Muhbirliğe başladıktan 11 ay sonra Amsterdam’da Suriyeli muhaliflerin düzenlediği toplantıya katılan Abdelaziz A., medyada tartışmalara yol açtı.

Savcılığın emri ile Suriyeli cihatçı 2018 yılında Amsterdam’daki evinde gözaltına alındı. Savcılık iddianamesinde, “El Nusra Cephesi’nin ikinci adamı” olarak gösterilen Abdelaziz A.’nın kendisini “kasap” olarak tanıttığı belirtiliyor.

Savcılık bu görüşünü, AIVD’nin yaptığı gizli dinlemeye dayandırıyor. Avukatı Peter Plasman, Abdelaziz A.’nın muhbirlik yaptığını reddetmiyor ama onaylamıyor da.

Hollandalı avukat, “Asıl sorulması gereken, yaptığı dinlemelerde bu kadar önemli bilgilere ulaşan AIVD, nasıl böyle birine muhbirlik teklif etti?” diyor.

Utrecht Üniversitesi’nden terör uzmanı Beatrice de Graaf’a göre, AIVD’nin bir cihatçı ile temas kurması şaşırtıcı değil. Hollandalı akademisyen, terör tehdidinin erken tespiti için istihbarat örgütlerinin bu tür faaliyetlerde bulunması gerektiğini savunuyor.

De Graaf, istihbarata muhbirlik yapan Abdelaziz A.’nın savcılık emriyle gözaltına alınması ile ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İstihbarat, bilgi kaynaklarına yatırım yapar, savcılık ise kamu düzenini korur. Bu nedenle iki kurum birbiriyle çelişebilir. Ama güvenlik açısından yararlı bilgileri vermişse, bu mahkeme tarafından hafifletici neden olarak kabul edilebilir. Önemli olan gerçekten yararlı bilgileri verip vermediği.”