Kıymetli okurlarım. Bazı hastalıklar vardır ki bu gibi durumlar özel bir beslenme düzeni gerektirebilir. Tuz yükü fazla olan kişilerde tuz kısıtlayıcı beslenme, üre yüksekliği olan hastalarda üre yapımını arttıracak besinlerden uzak durma şeklinde gıda düzenlenmesi bu durumlara hemen verilebilecek örneklerdendir. Çeşitli bilimsel makale ve deneyimlerden yola çıkarak bazı hastalıklarda nasıl beslenilmesi gerektiğini aşağıda sizlere aktardım. Bu konulara ait yazılarımın devamı gelecektir. Yararlı olmasını umarım.
ASTIM HASTALIĞINDA BESLENME
Astım hastalığı enfeksiyonlar, alerjiler, stres gibi çeşitli uyaranların akciğerdeki küçük hava yollarını uyararak buraların daralmasına yol açması ile oluşan bir hastalıktır. Toplumumuzda hem erişkinlerde hem de çocuklarda hatırı sayılır oranda bu hastalık görülmektedir. Dünya genelinde yaklaşık 400 milyon astım hastası olduğu sanılmaktadır. Yapılan pek çok çalışmada C, E, A, Flavanoidler, Omega-3, magnezyum, selenyumdan zengin diyeti olanlarda astım daha düşük orandadır (balık, ev yapımı turşular, üzüm çekirdeği, domates, elma, çiğ fındık ve yoğurt başlıca bunları içeren gıdalardandır).
Omega-3 iltihap giderici bir yağ asididir. Vücudumuzda yapılamadığı için bunu besinler ile almamız gereklidir ve en iyi kaynağı balıklardır. Pek çok ülkede bronşial astım tedavisinde bilinen klasik tedaviye ek olarak omega-3 yağ asitleri de kullanılmaktadır. Balık seçiminde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Genel olarak dip balıklarını kullanmamalıyız. İstavrit, hamsi, sardalye, palamut, lüfer, çinekop, doğal alabalık, yayın balığı tüketin (buğulama, fırın, ızgara). Hangi sulardan geldiğini bilmiyorsanız midyeden uzak durun.
Son yıllarda özellikle koronavirüs pandemisinin bize öğrettiklerine göre D vitamini insan fizyolojisi için bilinenden çok daha fazla faydalara sahiptir. Laboratuar değerlerinin güncellenmesi gerektiği artık aşikârdır. Çalışmalara göre Vitamin D değeriniz yılın her dönemi 60 ng/dl civarlarında tutulmalıdır.
Elma astım hastalarında yararlılığı kanıtlanmış bir meyvedir. Doğal elmada şeker oranı az, vitamin, mineral ve lif oranı fazladır. Sindirimin düzenlenmesine rol oynar. Antioksidan kapasitemize destek olur. Elmayı 15 dakika karbonatlı suda tutarak sonra yıkayıp kabuğu ile birlikte tüketin (Bahçenizden doğal, ilaçsız elma almıyorsanız).
Astım hastalığında sıkıntı yaratabilecek olan yağlar omega-6 açısından zengin yağlar ve trans yağlardır. Bu nedenle kızartılmış yağ ve yiyeceklerden, rafine edilmiş yağlardan uzak durmak gerekebilir. Yıllardır çörek otunun antialerjik ve antioksidan etkileri bilinmektedir. Her sabah kahvaltı ile birlikte 1 tatlı kaşığı çörek otu (taze çekilecek veya haliyle) bu hastalıkta yarar sağlayabilir. Özellikle saflaştırılmış buğday ununun astımı tetiklediği bulunmuştur. Beslenmede bu konu da dikkate alınmalıdır.
Susamayı beklemeden idrar renginiz sabah idrarı dahil berrak çıkana kadar bol su için. Maden suyu ve sodası aynı şey değildir. Maden suyu tüketmeye çalışın.
MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ
Son yıllarda özellikle gece gelen kramplarda magnezyum eksikliğinin rolünün olması bu mineralin önemini ortaya koymuştur. Magnezyum eksikliği sadece krampları oluşturmaz. Astım benzeri yakınmalar, epileptik ataklar, kan basıncında artma, pamuk gibi yumuşayan kaslar, yorgunluk, kalp çarpıntıları, duygu durum değişiklikleri, depresyon gibi durumlara da neden olabilir.
Magnezyum içeren besinlerin az alınması, bazı idrar söktürücü ilaçlar, şeker hastalığı, ileri yaşlar, fazla alkol alınması, kemoterapi, sık antibiyotik kullanılması gibi durumlar magnezyum eksikliğine neden olur.
Günlük alınması gereken miktar 300-400 miligramdır. Magnezyum kabak çekirdeği ve bademde yoğun bir şekilde bulunur. Bunun dışında yeşil yapraklı sebzelerde, hububatlarda, bakliyatlarda, domates, soğan, portakal ve bazı içme sularında magnezyum boldur.

Flipboard