Hasan Ali Çavuş
Hasan Ali Çavuş
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Altta kalanın canı çıksın!

Köşe Yazısını Dinle

Şehirlerde, 1950’lerde köyden kente göçle başlayan çarpık yapılaşma, evrim geçirerek devam ediyor.

Başlarda gecekondular mantar gibi her yeri kapladı.

Sonra buralar imarlı alanlar oluverdi.

Bu durum müteahhitlerin iştahını kabarttı.

Varoşlarda koca koca binalar yükseldi.

Müteahhitler köşeyi döndü.

Ancak modern yaşam vadeden bu binaların çoğu güvenli değildi.

Çünkü büyük bölümü yıkanmamış, içinde midye kabukları olan deniz kumu, dayanıksız beton ve kalitesiz demirlerle inşa edilmişti.

Yani bilimsellikten uzak yapılardı.

Normal arsalar üzerinde yükselen çok katlı binaların durumu da bunlardan pek farklı değildi.

Yaşanan depremlerde bazıları on binlerce kişiye mezar oldu.

Bazıları da kendi kendine yıkıldı.

***

Son yıllara gelecek olursak…

Ayakta kalan dayanıksız yapılar dönüşüme girdi.

Bu süreçte değişmeyen tek şey; deprem gerçeğine rağmen ‘dikey yapılaşma’ arzusu oldu.

***

İstanbul Kağıthane’de bir rezidansın penceresinden bakarken karşılaştığım manzara, Türkiye’nin 74 yıllık yapılaşma hikayesini net bir şekilde ortaya koyuyordu.

En altta tek katlı kaderine terk edilmiş bir ev…

Etrafında toprak zemin, yeşillikler ve ağaçlar…

Yamacın biraz üzerinde; istinat duvarları ile desteklenerek inşa edilmiş 5-6 katlı binalar…

Muhtemelen en üstteki iki üç katı ‘bina üstü gece kondu’…

Balkonlardaki antenler, aşağı sarkan çamaşırlar, dönemin izlerini taşıyan düzensiz pencereler, içinden sarkan perdeler, bakımsız dış cepheler…

Yamacın en üzerinde ise yeşilin unutulduğu günümüzün ‘akıllı binaları’…

Tüm heybetleriyle gökyüzüne yükseliyorlar…

Bu kareyi kaçırmamak gerekiyordu.

Hemen deklanşöre bastım.

***

Diğer büyükşehirlerde de bunun örneklerini görmek mümkün.

Örneğin bir zamanların ‘Yeşil Bursa’sı artık beton yığını…

O güzel tek katlı bahçeli evlerin izleri, yanı başlarına inşa edilen binaların duvarlarında kaldı sadece…

Onları da kadrajıma aldım.

Burada paylaşıyorum.

***

Bu durumun sosyolojik boyutu da var tabii ki…

Günümüzde…

Uçurum; sadece geçmişteki tek katlı evler ile gökdelenler arasında değil.

Gelir dağılımındaki adaletsizlik gün gibi ortada.

Zengin daha zengin olurken, diğer kesim bir o kadar fakirleşti.

Rezidanslar, yalılar, malikaneler ile gecekondular arasındaki dengede önemli rol üstlenen ‘orta direk’ yıkıldı!

Doğal olarak…

Eğitimde, sporda, tarımda, sağlıkta, fırsat eşitliğinde adaletsiz bir tablo çıkıyor karşımıza…

Binalar göğe erdi ama toplumun büyük kesiminin yaşam kalitesi yerlerde sürünüyor.

 

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X