Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı tarafından verilen Basın Kartı’na sahip gazeteciler, şehir içi toplu ulaşım araçları ile ücretsiz seyahat edebiliyorlar.
Söz konusu kişilerin doğrudan geçiş hakkı olsa da, belediyenin ilgili biriminden aldıkları basına özel ulaşım kartı işlerini kolaylaştırıyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydım.
Bugüne kadar sorun yaşamasam da, İstanbulKart çıkartmamın daha doğru olacağını düşündüm.
Taksim’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Ofisi’ne girdim.
Görevliye fotoğrafımı, kimliğimi, basın kartımı uzattım.
Talep edilen ücreti verdim.
İstanbulKart kısa sürede elimdeydi.
Belediye personeli hızlı olduğu kadar güler yüzlü, nazik ve kibardı…
***
Bir süre sonra telefonum çaldı.
Arayan numara 153.
Açtım.
İBB Çözüm Merkezi.
Memnuniyet anketi yapıyorlar.
Aldığım hizmeti ve görevliden memnuniyetimi sorguluyorlar.
Çok etkilendim.
Aklıma Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu geldi.
Keşke dedim…
Ankara da; belediye başkanları ve bakanlara ilişkin anket yapsa…
Acaba…
15 milyon kişinin oyuyla CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı seçilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan memnuniyet ne düzeyde çıkardı?
Buna karşın…
Başta ekonomi bakanı olmak üzere, birçok bakan hakkında halk ne derdi?
***
Keşkeler ve kafamdaki sorular eşliğinde fünikülerle Kabataş’a geldim.
Çırağan Caddesi’nden Beşiktaş’a doğru yöneldim.
Gençliğimin caddelerinden…
Kabataş Erkek Lisesi’nde okurken, iki tarafı asırlık çınarlarla çevrili bu caddeden Beşiktaş ve Kabataş’a çok yürüdüm.
Gidenler iyi bilir…
Cadde adeta bir Atatürk albümü gibidir.
Her yerde Büyük Önder’in farklı yıllarda çekilmiş fotoğrafları yer alır.
Bunlardan biri de…
Atatürk’ün 1930 yılında İstanbul Üniversitesi’ni ziyaretinde öğrencilerle çekilmiş fotoğrafıdır.
Ona baktım…
Aklıma İmamoğlu geldi…
İstanbul Üniversitesi mezunu olan İmamoğlu’nun 35 yıl sonra diploması iptal edildiğinden olsa gerek…
***
Beşiktaş’taki bir kahve molasının ardından vapurla Kadıköy’e geçtim.
İskelede, İmamoğlu’nun özgürlüğü için imza toplayan gençlerle karşılaştım.
Az ileride de, bir sokak şarkıcısıyla…
Hem çalıyor hem söylüyordu…
‘Bekle Bizi İstanbul…’
Dinledim…
Bitince…
Şarkıya hayat veren Vedat Türkali şiirinin notalara dökülmemiş dizeleri dolandı dilime…
‘Haktan bahseden namuslu insanları
Yağmurlu bir mart akşamı topladılar
Karanlık mahzenlerinde şehrin
Cellatlara gün doğdu
Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır
Bir kalem yazın vardır
Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır
Söylenmez’