Pandemi bütün sektörlerde olduğu gibi yerel yönetimlerin çalışma sistemlerini de etkiledi.

Belediyelerimizin 1,5 aydır kimi birimlerinde esnek çalışma var.

Salgının ortaya çıkmasıyla birlikte çalışma sistemlerini gözden geçiren ve kimilerini geçici olarak askıya alan, bazılarını da esnek çalışma yöntemiyle sürdüren belediyelerimizde havaların ısınmasıyla birlikte eskiye dönüş görülüyor.

Başkan Alinur Aktaş’ın talimatıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi halen kapalı durumdaki park bahçelerin bakım ve temizliği için esnek çalışma modelindeki personelini yeniden göreve çağırdı.

Büyükşehir Belediyesi’nde Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı’na bağlı olarak çalışan 500 personelin işe dönüş yaptığı, önümüzdeki haftadan itibaren de Fen İşleri Daire Başkanlığı personelin tümünün işbaşına döneceği belirtiliyor.

Keza, Ulaşım Daire Başkanlığı’na bağlı ekiplerin de havaların ısınmasıyla birlikte artan yol çalışmaları için komple işe dönüş yapmaya hazırlandıklarını söyleyebiliriz.

Sadece Büyükşehir Belediyesi değil, Yıldırım Belediyesi de esnek çalışma modelini sonlandırmış görünüyor.

Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın müdürlüklerin tümünün tam kadro çalışmaya geçmesi için talimat verdiği konuşuluyor.

Benzer şekilde, aynı adımları merkezdeki Osmangazi ve Nilüfer belediyelerinin de atmaya hazırlandıklarını söyleyebiliriz.

Yine, sosyal mesafe kurallarına ve iş sağlığı ve güvenliğine uyularak yerel yönetimlerin kademeli biçimde kapalı birimlerini yeniden aktif hale getirecekleri dillendiriliyor.

 

Meydanı büyütmek için bu fırsat kaçmamalı

 

Meslek büyüğümüz Ahmet Emin Yılmaz ve Yüksel Baysal da yazdılar.

Bursa büyük bir fırsat yakaladı.

İl Müftülüğü’nün Şehreküstü 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndaki eski binası yıkıldı.

Yerine iki katlı yeni bir bina yapılacağı konuşuluyor.

Oysa, artık müftülük yetkilileri de biliyor ki, kendilerinin böyle bir yapıya ihtiyaçları yok.

Çünkü;

İstanbul Caddesi üzerinde günün koşullarına uygun, modern bir yapı dikildi.

Burası Bursa için gerçekten çok değerli bir alan.

Arsa kendilerinin olduğu için elbette onlar için de değerlidir. Ama hiç bir şey şehir menfaatlerinden daha üstün değildir.

Burası muhakkak meydana katılmalı ve tarihi bölgeye, çarşıya çıkış için önemli bir alan daha kazanılmalı.

Meydana kattıktan sonra üstüne en ufak bir ticari üniteye de izin verilmemeli.

Büyükşehir ve Osmangazi belediyeleri eğer müftülük bu alanı terke yanaşmıyorsa, cebri kamulaştırma yöntemiyle alanı meydana katmalılar.

Bu konuda hem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a hem de Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a sorumluluk düşüyor.

Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Başkanı Recep Altepe burayı terk etmek için Müftülükten o vakit söz aldıklarını, ama bunu belgeye dökmedikleri için hata ettiklerini açıkladı.

Büyükşehir Belediyesi’ne geçmişte kurumsal olarak bir söz verilmişse, hele bunu veren bir din adamı ise o söz muhakkak yerine getirilmeli.

Aksi halde, kürsülerden, minberlerden topluma yapılan çağrılar anlamını yitirir.

Müftülüğün eğer bu bölgede hac umre işi yapan seyahat firmaları için irtibat ofisine ihtiyacı var ise, atıl duran bir çok kamu binasında küçük bir büro verilebilir.

Yol yakınken o inşaata başlanmamalı.

Aklın yolu bir.

 

Bursa’da kutlanacaktı ama virüs engel oldu

 

Hak-İş Konfederasyonu 1 Mayıs Emekçi Bayramı’nı her yıl bir ilde kutluyordu.

Dev mitinglerle on binlerce insanı kentlerin alanlarına toplayan Konfederasyon kutlamalar için bu yıl Bursa’yı seçmişti.

Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan’ın ve bağlı sendikaların üyelerinin katılacağı dev organizasyon pandemi yüzünden iptal edilmek zorunda kalındı. Emekçilerin Bursa’daki 1 Mayıs’ı kutlamaları da koronavirüs salgınına takıldı.

Hak-İş alanlarda toplanamadı ama 81 ilin meydanlarında sosyal mesafe kurallarına uyarak birer açıklama yaptı.

Bursa’daki açıklamayı da Hak-İş Konfederasyonu İl Temsilcisi ve Hizmet-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Mustafa Yavuz 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda yaptı.

Yavuz, emekçilerin vergi adaletsizliğinin düzeltilmesini, yüksek vergi diliminin düşürülmesini, insan onuruna yakışır asgari ücret belirlenmesini, çalışanların milli gelirden hak ettiği payı almalarını ve emekçiyi merkez alan adil ve sürdürülebilir bir Türkiye ekonomisi istediklerini dile getirdi.