Birkaç yıl evvel İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Belediyeler Birliği Başkanı olmasına müteakip bu birlik için logo çalışması yaptırıyorlar. Güzel sanatlar alanında ne kadar hoca varsa hepsinden istemişler. O sırada benim Cenajans’ım faaliyette. Avrupa Birliği Bakanlığı için bir logo hazırladık. Ve Bakanlar Kurulu’nun onayıyla o zamanki Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beye-fendi tarafından bizim yaptığımız logo seçildi. O tarihten bu yana kullanılmakta. Bu anlayış içinde logo sıkıntısı çeken birlik için Sayın Kadir Topbaş’a bizi tavsiye etmişler. Çok kısa bir süre içerisinde birkaç örnek logoyla Emirgan’daki bir tarihi köşkte tüm Türkiye’deki belediye başkanlarına prezantasyon yaptık. Takdim biter bitmez de ben toplantıdan çıktım diyaloğa takılmamak için Kosifler’den indirimle satın aldığım Mini Cooper’ıma bindim ve oradan kaçtım. Çünkü siyasi hayattan o kadar büyük gaddarca bir kazık yemiştim ki devlete mensup kim olursa olsun görmeye tahammülüm yoktu. Bizim hazırladığımız logolardan bir tanesini seçmişler. Biz de Büyükşehir Belediyeler Başkanlığı’na bu hareketlerinden dolayı teşekkür ederek logolarını hediye ettik.
Aklıma yine Turgut Bey’in iletişim başdanışmanlığını yaptığım günler geldi. Rahmetli ne enteresan adamdı. Gökova’daki cumhurbaşkanlığına tahsis edilmiş, iki odası bir salonu olan nohut oda bakla sofa köşkte yazları ikâmet etmekteydi. Orada olduğum bir sırada bana “Al İsmet’i yanına (İsmet Karadinç Marmaris Belediye Başkanı’ydı) atla git Londra’ya. Turistik olmayan, şehrin detaylarını görebileceği bir gezi yaptır. Marmaris’in yapılaşmasını sevmiyorum. İsmet akıllı çocuktur, görgüsünü artır. Bu Marmaris’i bir Saint Tropez yapmalısınız.”
İsmet Ağabey’le beraber bir hafta kadar Londra’da kaldık. Belediye başkanını ziyaret ettik Southampton’a geçtik orada da belediye başkanını ziyaret ettik. Deniz kenarı bir şehir olması dolayısıyla ne tür bir anlayış içerisinde şehrin yönetilmesi, tecrübeleri hakkında birçok bilgi aldık vs. Turgut Bey her şehir, her kasaba, her köyün ışık gördüğü bir idarecisi varsa elinden gelen her türlü desteği yapardı. İsmet Ağabey’in döneminde benim ve benim gibi insanların ittirmesiyle Marmaris Barajı yapıldı. Marmaris’e elektrik veren sistemler elektriğin kesilmeyeceği hale getirildi. Altyapıya büyük yatırım yapıldı. Armutalan’da yine Sayın Özal’ın beynimi yıkamasıyla yaptığım ve dünyanın neredeyse bütün büyük liderlerini ağırlayan taş evin cadde ile bağlanan mesafe içerisindeki bütün kanalizasyon ve yollarını İsmet Ağabey bana yaptırdı. Özellikle aşırı yağmurlu günlerde Sakine Evren çeşmesinden gelen fazla su etrafa zarar verir bir haldeyken suyu bir tünel içerisinden geçirerek ana kanalizasyona bağlattım. Maliyetlerini tamamen cebimden ödedim. Marmaris’te lokanta açmak yasak değildi ancak sınırlıydı. Dağdan gelenin saçları biryantinli kıroları kullanarak garsonluk yaptıracakları mantığa izin verilmezdi. Hiç unutmam Ali Balkaner’in deniz kenarında büyük bir arazisi vardı. Oraya otel yapmak villalar yapmak mantığıyla belediyeye başvurdu. İsmet Ağabey kendi sözünün geçemeyeceği yerlerde Turgut Bey’i kullanırdı. Ali Bey’e Turgut Bey cevap verdi. “Ali sen orayı güzel bir park yap. Biz Marmaris’te aşırı yapılaşmaya karşıyız.” Bu karşıyız mantığı dolayısıyla Marmaris zengin müteahhitler doğurmazdı. Sokağa çıktığınız zaman ya denetimde çok büyük katkısı olan Kenan Evren’le karşılaşırdınız ya Turgut Özal’la karşılaşırdınız. Ya da Muğla Valisi’ni genellikle Marmaris’te görürdünüz. Kaymakam, emniyet müdürü gibi yetkililer birbirleriyle iyi ve güzel bir sosyal anlayış içerisinde hem iş hem dostluk yaparlardı. Netsel Marina’sı şimdi galiba ismi değişmiş Setur olmuş. Batı standartlarının zirvesinde bir işletmeyle denizcilerin hizmetindeydi. Levent Bey genel müdür, Metin kardeşim müdür, Osman teknik idareci Batılı standardında insanlardı. Bana marinanın içerisinde bir lokanta açtırmışlardı. Sea Club. İtalyan aşçılar getirdik, deniz ürünleri konusunda dünya ürünleri standardında bir lokanta yaptık. Marmaris’in açığından pas geçerek Göcek’e, Fethiye’ye, Antalya’ya giden tekneler mutlaka Marmaris’e uğrar Sea Club’ta yemek yerlerdi. Marmaris’in daha batılılaşması için gayret sarf ettiğim 2000 yılında bana göre bugünkü PKK’dan farkı olmayan gaddarlar bir sürü pislik atarak ortalığı karıştırdılar. Özal’ı malum kaybettik. Kenan Paşa tu kaka oldu. İsmet Ağabey de vefat etti. Bense ölmekten beter oldum. Aradan geçti tam 16 sene size şimdi bugünkü Marmaris’i anlatacağım.
Bana karşı en ufak bir nezaketsizliği olmayan Newyork Belediye Başkanı kadar kendisini önemli ve kibirli gören sevgili Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar’ın birazcık kulaklarını çınlatacağım. Ali Bey Marmarisli mütevazı bir otel işletmecisi. Geçenlerde bir akşam evimde çok ünlü bir CHP’li ağabeyimizle sohbet ediyordum. Muğla ve yöresi konservatif ortanın sağında ama çok batılı görüşlü insanlardan müteşekkil bir bölgedir dedi. Demokrat Partiliydiler sonra Adalet Partili oldular. Daha sonra ANAP’lı, orada durdular. Baktılar ki AK Parti onların anlayışında bir siyasi parti değil. Din ağırlıklı yeni bir anlayışları var. Rotayı Halk Partisi’ne çevirdiler ve o zaman bu zamandır oyları da Halk Partisi’ne gitmektedir. Ancak son seçimde bu yöredeki Halk Partisi’nin başarısız icraatı AK Parti ve Halk Partisi arasındaki oy farkını giderek azaltmıştır. Yeni belediye seçimlerinde çağdaş bir AK Parti adayı veya adayları şimdi anakent ve büyükşehir boyutuna gelmiş. Muğla ve Marmaris’i kesin şekilde AK Parti’nin iktidarına geçmesini sağlayabilir. Şu anda Muğla’nın Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’lidir. Aynı şekilde Marmaris’in Belediye Başkanı da CHP’lidir. Ancak Muğla Belediye Başkanı ile Marmaris Belediye Başkanı sanki biri aşırı sağ parti temsilcisi diğeri aşırı sol parti temsilcisi anlayışında geçinememektedirler. Bu çoktan halka sirayet ettiği gibi Marmaris’in dengeli gelişmesi için de çok büyük bir manidir. Son 15 yıl içerisinde Marmaris’te bir santim boşluk bırakmaksızın kıç kıça binalar oluşmuştur. Rahmetli Turgut Özal’ın Ali Bey burayı park yap dediği deniz kenarındaki arazi korkunç bir beton yığını ile eski askeri kışlalara benzeyen bir bina ile otel yapılmıştır. Turizm ve otel teşkilatlarının cemiyetleri, dernekleri herkesin bir açığı olduğu için belediye başkanının hık deyici başıdırlar.
Birkaç gün evvel üç günde bir sürü köpek ve kedi zehirlenmiştir. Sokaktaki zehirlenenler yetmezmiş gibi evlerin bahçesine de kıyma içinde zehir, tavuk eti içerisinde zehir atılarak evde yaşayan bir sürü kedi ve köpek zehirlenerek öldürülmüştür. Kullanılan zehir anında siyanür kadar etkili bir illettir. Belediye benim ilgim yok demiş, polis işe el atmış ancak geçen günler zarfında hiçbir neticeye ulaşılamamıştır. Marmaris’in yapılmış gayet modern bir hayvan barınağı vardır. Özellikle Marmaris’te yaşayan yabancılar bu barınağa inanılmaz yemek desteğinde bulunmaktadırlar. Köpeklerin sahiplendirilmesi için büyük gayretler sarf edilmektedir. Böyle bir durumdayken belediyenin de bu katliamı yapmadığını varsayarsak bu işin katillerinin yakalanmaması olağan dışı bir icraattır. Evcil hayvan bağlantısı olan insanlar yerli ve yabancı bahçe çevrelerine kameralar taktırmaya başlayarak hem hırsızlara mani olmak için, hem de bu hayvan katillerini yakalayabilmek için harekete geçmişlerdir. Şimdi belediye reisinden bu konuda en küçük bir yardım alamamak, onu o mevkiye yükselten insanlara ihanettir gibi geliyor bana.