Başkanlık sistemi tartışması hayatımıza iyice girdi. O tartışmadan kaçış yok. Tek sözüm şudur: Bu milletin gerçek demokrasiyi hazmetmesi çok zordur. Ayrıca ülke hiçbir zaman gerçek demokrasiyle idare edilmemiştir. Türkiye, lider hükümetidir. 700 sene Osmanlı olarak padişahlarımız vardı. Sonra liderlerimiz oldu. Şimdi de başkanlık sistemi gündemde. Bu değerlendirmeyi, bu toplum karakterine göre son derece uygun görüyorum.
Dahaı önceki bir yazımda avukatlarla ilgili bir yorum yapmıştım. “Avukatınıza yanlış ve yalan bilgi vermeyin” diye insanlara seslenmiştim. Aynı şekilde bugün de televizyondaki programlara katılan insanlara sesleniyorum: “Görüşlerinizde verdiğiniz bilgi ve söylemlere dikkat ediniz. Yalan ve yanlış bilgileri bu topluma iletmeyiniz!”
Toplumumuz üniversitelerimizin çoğalmış olmasına rağmen henüz bırakın dünyayla, Türkiye’nin geçmişiyle, sanatçısıyla, işadamıyla, tıbbıyla, tabiatıyla ilgili bilgilerde bile maalesef bihaber. Türk tiyatrolarının geleceğiyle ilgili yorum yapan genç sanatçılarımız dahil genç toplumumuzun -ki 35 yaşındaki bir insanı da genç sayıyorum- Bedia Muvahhit veya Vasfi Rıza gibi ünlü tiyatro sanatçılarımızın isimlerinden dahi haberdar olmadıklarını görmekteyim.
Bu cehalet bizi Batı’dan günbegün uzaklaştırmaktır. Sanat tarihi, tarih, coğrafya, edebiyat gibi derslerde gençlerin nasıl sınıf geçtiklerini anlayamıyorum. Bilmiyorlar, tanımıyorlar ve böyle giderlerse hiç tanımayacaklar.
Alman eğitimi aldığım okullarda Latincenin yanında bize eşek gibi Alman tarihini, sanatçılarını, bestecilerini, ressamlarını ezberletir. Sonra da eserlerini dinleterek hangisi, hangisinin eseri olduğunu sorarlardı. Sözlü imtihanda bilemediğimiz zaman da çaktırırlardı.
Ülkemizin büyük şehirlerindeki trafik tıkanmasının altında da ne yazık ki cehaleti görmekteyiz. Gelişigüzel park etmeyi araba kullananların bırakmasıyla, otoparkların çoğalmasıyla emin olun ki bu işin %80’i halledilir. Ali Sami Yen Stadyumu’nun yerine otopark yapılsaydı, Taksim, Karaköy gibi bölgelerde otoparklar inşa edilseydi trafik emin olun akacaktı. Etiler’de Akmerkez caddeye doğru taştıkça taşıyor. Polis Okulu yıkılacaksa, yerine bir katlı otopark yapılsa karşısındaki Petrol Sitesi’ni gökdelen yapmak için satın alanlara sadece katlı otopark müsaadesi verilse, Etiler trafiği akacaktır. Bugün neredeyse Bodrum’da, Marmaris’te dahi trafik sıkışıklığı yaşanmaya başlamıştır. Tek sebep park eden araçlardır. Bir de ayrı bir hususa değinmek lazım. Trafik polislerimiz gerekli yerlerde yoktur. Bebek, Rumelihisarı, Emirgan trafiği bir rezalettir. Polis motosikletiyle geçerken ceza yazabilir. Ancak o araba orada durmaya devam ediyordur. Mühim olan o yolu açmak için o arabayı oradan kaldırmaktır. Bunun da yola araç park etmeden, etmesine mani olmaktır. Bunun için de polis gereklidir. Bugün bu mekânlarda peş peşe park etmiş polis motosikletleri görmektesiniz. Binicileri polisler kim bilir nerededir…
Baylar bayanlar, sevgili okuyucular, kitap da yazsanız, sokaklara afişler de yapıştırsanız, başta siyasetçilerimiz olmak üzere, medyamız, insanımız, hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. “Ya habibi el fış fış” gibi yaşayacağız. Allahıma hamd ediyorum ki yaşım geçti. Çok uzun bir ömrümün olması mümkün değil. Zaten Türkiye’de dolandırıcılık mesleğinin en itibarlı meslek olduğuna sağlığım fazla direnemeyecektir.
ALTIN SÖZ: CAHİLLERİN VE KABİLİYETSİZLERİN HASBELKADER YÖNETİMİNE GİRDİKLERİ MÜESSESELERİN ÖMRÜNÜN KISA OLDUĞUNU NE YAZIK Kİ YAŞAYARAK GÖRÜYORUZ. O MÜESSESELERİ KURAN KİŞİLERİN, FIRSAT BULSALAR MEZARLARINDAN ÇIKIP HEPSİNİ KOVACAKLARINA EMİN OLUN.