Nail Keçili
Nail Keçili
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Buyrun cenaze namazına

Koalisyon hükümetlerinin geçmişte yaptığı zararlı işleri ne yazık ki temizlemek AK Parti’ye düştü.

Dün akşam koalisyon hükümeti döneminde jandarma ve polisin müşterek yürüttükleri bir sürü saçma sapan operasyon içerisinde enerji kod isimli operasyonu da özel bir kişiden dinledim. Ben hapisteydim. Koalisyon hükümetiyle iyi ilişkileri olan büyük bir grup Marmara bölgesinde iki ayrı enerji santralının ihalesini nasıl alıyorsa alıyor. Sonra bu şirketin başındaki genel müdür patronuna iki enerji santralını tek enerji santrali olarak yapmayı teklif ediyor, patron da yurtdışından 2 milyar dolar kredi bulup koalisyon hükümetinin başbakanına gidiyor. Rahmetli Sayın Başbakan’a “Efendim biz bu iki baraja 2 milyar dolar kredi bulduk, ancak bunları tek baraj haline getirmezsek bu krediyi alamayız. Bu iş de yapılamaz” diyor. Zaten sağlığı yeteri derecede bozulmuş olan Sayın Başbakan yetkiyi yardımcılarına bırakıyor. İki enerji santralı tek enerji santralı olarak yapılıyor ve müteahhit şirket duble para kazanıyor.

Gelelim başka bir rezalete. Bu iki ihalenin alınabilmesi için güçlü enerji şirketlerinin yoldan çekilmeleri lazım. Bunlardan bir tanesi deprem döneminde evi, barkı kaybolan 5 çocuklu bir aileye destek olmak üzere Enerji Bakanlığı kanalıyla 30.000 lira yardımda bulunuyor. Bu para rüşvet haline getirilip tüm Enerji Bakanlığı ekibi, genel müdüründen genel müdür yardımcılarına kadar ve enerji şirketinin patronu da olmak üzere hepsi tutuklanıp hapse atılıyor. Böylece M. Bey’in ağabey dediği müteahhit beyin yolu açılıyor.

Şimdi Türkiye bu tip müteahhitlerle dolu ve hepsinin önü nasılsa açık… Hükümetimiz de, bu koalisyon hükümeti zamanında neler yapılmış; örneğin Libya’da bir cumhuriyet kurmak isteyen dönemin jandarma komutanları ve siyasileri nasıl akıntıya kürek çekmişler, ülkeye ciddi kötülükler, Rabbime karşı da affedilmez günahlar işlemişler.

Biz Adnan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu, Hasan Polatkan’ı hiçbir gerekçe yokken astık. Bunu yapan o dönemin askerleriydi. Daha sonra hâlâ aklı başına gelmemiş bazı askeri güçler darbeler yapmaya çalıştılar ve değişik tarzda bir darbeyi 12 Eylül’de yaşadık. Bu darbenin sorumlularını AK Parti hükümeti ölüme çeyrek kala sorguladılar ve öldükten sonra da apoletlerini söktürdüler ama asıl ülkeyi soyan ihtilal yapma yolunda yürüyen fakat başaramayan koalisyon dönemindeki sorumlulara tek sual sorulmadı.

Bu 28 Şubat dediğimiz Fetret Dönemi miydi bilmiyorum ama hükümetin o dönemi eleştirmesi, tahkik ettirmesi görevidir diye düşünüyorum.

Bu koalisyonun ve 28 Şubat’ın Fetret Dönemi sırasında kaç büyük işadamımız şirketlerinin merkezlerini, paralarını ve kendi ikametgahlarını yurtdışına taşıdı? Bunların bilinmesi de toplumun hakkı değil mi?

Not: Geçmiş bayramınızı kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X