1970’li yılların sonuna doğru Adalet Partisi hükümeti iktidarda… Dostum, ağabeyim dönemin Turizm Bakanı Barlas Küntay’la konuşuyoruz. Özellikle sahil şeritlerimizde müthiş bir turizm yatırım atağı var. Antalya’nın bir turizm beldesi olmasına karar verilmiş. Sahilden Ege’ye doğru devam ettiğinizde Kekova, Kaş, Kalkan, Fethiye, Marmaris, Bodrum böyle gidiyor.
Ben diyorum ki, “İstediğin kadar otel yap Barlas ağabey ısrarla size şunu söylemek isterim: Türkiye’de Kabotaj Kanunu değiştirilip yerli ve yabancı yat turizmini geliştirmezsek turizmde Türkiye’nin ses getirmesi zaman alır.”
Türkiye’de Kabotaj Kanunu süratle değişti ve tam açık demokrasi uygulanamasa da idare eder hale geldi. Antalya muhteşem bir oteller zinciri statüsüne erişti. Dünya standartlarında golf sahaları yapıldı. Bu arada diğer sahil kasaba ve şehirlerimiz de turizm bölgeleri olarak değerlendirilir hale geldi. Özellikle marinaların ve otellerin Batı standardındaki gelişmeleri keyifli bir hal aldı. Turgut Özal dönemi bu gelişmenin ve atılımların yıllarıdır. Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu dönemlerde nasıl İstanbul’u bir Avrupa şehri, ciddi bir metropol haline getirmişse, Güney sahillerimize de başbakanlığı döneminde elini uzatarak büyük destekler vermiştir.
Türkiye’de siyaset hayatının en büyük problemlerinden biri bakanlık görevine getirilen kişilerin çoğunun kendi meslekleriyle ilgili bilgilerini görevlerinde yansıtamamalarıdır. Çünkü biz doktora sanayi bakanlığı yaptırırız, biz otomobil yedek parçacısına ulaştırma bakanlığı yaptırırız. Biz mütekait kişiye dışişleri bakanlığı yaptırırız. Turizm son yaşanan olaylarla gerçekten sıkıntılı bir döneme girdi, girecek. Ne kadar turizmci arkadaşım varsa beni adam yerine koyup danışıyorlar. Yeni turizm bakanımız bu mesleğin erbabı olmamakla birlikte iyi niyetle soyunduğu bu bakanlıkta karşılaştığı ani bombalar ciddi bir şanssızlık. Eğer bizim gibi hizmet sektöründe 50 yılını doldurmuş ağabeylere danışma ihtiyaçları olursa buyursunlar kapımız açık. Ancak önemle hatırlatmak istediğim bir husus var:
Sayın Turizm Bakanımız sakın dünya televizyonlarında halılara binmiş İstanbul’un üzerinde uçan insanları göstererek turizm tanıtımı yapmaya kalkmasın, yaşananlardan sonra insanları reklamla Türkiye’ye getirmek çok zor olacaktır. İkincisi yabancı acenteler turist göndermek için Türkiye’den daha da indirim isteyeceklerdir katiyen buna tevessül edilmesin. Zaten yerlerde sürünen turist kalitemiz daha da berbat bir hale gelir. Otellerimiz ise bu sefer gerçekten batarlar. Gerekirse defalarca sayın bakanlığınıza takdim ettiğim rapor ve dosyaları müşavirleri getirsinler, önünüze koysunlar.
Gidilmesi gerekli iki yol vardır. Birincisi kriz icraatları, ikincisi uzun dönemli operasyonlar. Bu kriz icraatlarına çoktan başlanmış olunmasının gerektiği kanaatindeyim. Her geçen gün değil, her geçen dakika dahi büyük hatadır. Arz etmekte yarar görüyorum.